Yaratıcılığın Kapılarını Açan Anahtar: Hatalardan Korkmadan İlerlemek
Yazar: Şebnem Filiz Yapıcı, Fen Bilimleri Öğretmeni ve Öğretmen Ağı Değişim Elçisi
“Akıl veya akılcılıktan söz ettiğim zaman, demek istediğim, hatalarımız ve kusurlarımızın eleştirilmesinden, özellikle de başkalarının yaptığı eleştirilerden ve nihayetinde öz eleştiriden ders çıkarabileceğimize olan inancımdır.”- Karl POPPER
Hata... Birçoğumuzun zihninde bu kelime, başarısızlık veya eksiklikle ilişkilendirilir. Fakat hatalar, öğrenme yolculuğumuzun en vazgeçilmez parçalarından biridir. Benim için hata, hayatın bize sunduğu güçlü bir öğretmendir. Her hatamız, bizi daha derin bir anlayışa daha güçlü bir özgüvene ve daha geniş bir yaratıcılığa yaklaştırır. Hata, kendimizi keşfetme yolunda bir ayna gibidir; yanlışlarımızla yüzleşirken kim olduğumuzu, ne istediğimizi ve neleri başarmak için çaba gösterdiğimizi anlamamıza yardımcı olur.
Hata yapmaktan korkmadan hareket etmek, yaratıcılığımızı besleyen çok önemli bir adımdır. Bir şeyleri yanlış yapma korkusu olmadan denemeye başladığımızda ise sınırlarımızı aşacak cesareti buluruz. Bu cesaret, yaratıcı düşünceyi körükler. Hatalar bize özgürlük sunar çünkü hatasız bir dünya, yenilik ve özgün düşünceye kapalı bir dünyadır. Yaratıcılığın anahtarı belki de hiç kimsenin daha önce düşünmediği bir fikri denemek ve yanlış yapmayı göze alarak kendini bu yeni düşüncenin akışına bırakabilmektir.
“Hiç hata yapmamış adam, yeni bir şey denememiştir.”-Albert EİNSTEİN
"Hata"yı "hatta"ya dönüştürmek, yani hata yapmanın sadece bir son değil, yeni bir başlangıç olduğunu kabul etmek, hayatımıza yeni bir anlam kazandırır. Her hatamız, “hatta” diyerek daha da güçlü bir adım atmamızı sağlar. Hata yaptıkça öğreniriz, hata yaptıkça güçleniriz ve hata yaptıkça daha derin bir bakış açısına sahip oluruz. Hataları kabullenmek, kendimize ve başkalarına karşı daha anlayışlı olmamıza yol açar. Hayat, bizim için her an yeni dersler sunarken, hataları kabul etmek ise bu dersleri daha da içselleştirmemizi sağlar.
Öğretmenlik mesleğimizde hata kavramı, her anımızda bizimle birlikte olan bir öğedir. Öğretmenler olarak bizler, öğrencilerimizin hata yapmaktan korkmadan öğrenmeleri için güvenli bir alan sunmakla sorumluyuz. Hataların doğal bir öğrenme süreci olduğunu öğrencilere hissettirmek, onların öğrenme yolculuklarını güçlendiren en önemli etkendir. Kendim de hata yaparak birçok şey öğrendim ve bu hatalarımı öğrencilerime birer ders gibi sunmayı, onların da hata yapmaya hakkı olduğunu hissettirmeyi önemsiyorum. Öğretmen olarak öğrencilerimize “hata yapma özgürlüğü” tanıdığımızda, onların yaratıcılıklarını geliştirmelerine, özgüvenlerini kazanmalarına ve öğrenme süreçlerinden keyif almalarına olanak tanırız.
Öğrencilerime hata yaparken cesur olmalarını, kendilerini keşfetmelerini ve bir hata sonrasında bile daima kendileriyle gurur duymalarını öğütlüyorum. Onlara “hata yapmanın” başarısızlık değil, aksine başarıya giden yolda bir durak olduğunu hatırlatıyorum. Çünkü hata yapmak, gelişimin en büyük işaretidir. Bu yaklaşım, onların sadece akademik başarılarını değil, yaşam boyu karşılaşacakları zorluklar karşısında ayakta kalma güçlerini de artırıyor.
Hataları korkuyla değil öğrenme fırsatı olarak görmeye başladığımızda hayatımızda büyük bir dönüşüm gerçekleşir. Her hatamız bizi daha geniş bir bakış açısına, daha güçlü bir benliğe ve daha yaratıcı bir ruh haline taşır. Hataları hata olarak değil, yeni keşiflerin tohumları olarak görmek, yaşam yolculuğumuzda bizi daha özgür ve mutlu bireyler yapar.
Unutmayalım ki, hata yapmadan yaşamak mümkün değildir. Hata yapmaktan korkmak yerine, hatalarımızı kabul ederek ve onlardan ders çıkararak yaşamımıza devam etmeliyiz. Çünkü ancak o zaman, hatalarımızı "hatta" diyerek güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam etmenin güzelliğini yaşayabiliriz.
Yazımı yunus Emre’nin bir sözüyle bitirmek istiyorum.
“Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.”-Yunus EMRE
İzmir Değişim Elçisi- Şebnem FİLİZ YAPICI