Değişim Öğretmenle Başlar
Yazar: Sibel Tartut
Öğretmen Ağı Yaz Buluşması’nın ardından hepinize “Merhaba”.
2–4 Temmuz arasında Özyeğin Üniversitesi Kampüsünde gerçekleşen bu “Kavuştay” boyunca birçok arkadaşım #YazBuluşması2019 ve #DeğişimÖğretmenle temalı hashtaglar paylaşmıştı ve eminim Öğretmen Ağı’nın varlığından ilk kez haberdar olan meslektaşlarım oldu. Sosyal medya paylaşımlarından bu Ağ’ın amacını, nasıl katılabileceklerini ve Ağ’da neler yapabileceklerini düşünen, merak eden arkadaşlar da. Bugün burada, Değişim Elçileri Yaz Buluşması’nda neler yaptığımızı, aklımda kalanları ve önümüzdeki dönem için neleri planladığımızı anlatacağım.
Evet. Öğretmen Ağı Yaz Buluşması, nam-ı diğer Yaz Kavuştayı ya da Yaz Semineri.
Bu 300’e yakın öğretmenin buluşması mıydı, bir elin on parmağı gibi birbirinden ayrılmayan fakat Türkiye’nin dört bir yanına savrulmuş ve bir yılın ardından kavuşmuş insanlar ‘’Kavuştayı’’ mı, yoksa birbirinden birikimli paydaşların katılımıyla birbirimizden öğrendiğimiz bir Çalıştay mı? Bunun cevabını ben de tam bulamadım sanırım. Çünkü:
25 farklı ilden üç yüze yakın eğitimci vardı ve onlarla ilk görüşmemdi. İlk merhabalar, ilk tokalaşmalar, ilk fikir alışverişinde bulunmalar. Birbirinden yetenekli, özverili ve idealist; eğitime gönül vermiş onlarca güzel insan ve gülümseyen yüz… Bu noktada bir Buluşma’ydı sanırım. Hem başkaları, hem de kendimle bir buluşma. İlk kez bir Değişim Elçisi olarak bu platformda yer almama rağmen, herkes öyle tanıdıktı ki. Seneler sonra kendimle ilk kez karşılaşmışım gibi hissettim çoğu gün. 2016 yılında Fulbright bursu ile Amerika’ya gitmiştim ve tez önerim için araştırma yapıyordum. Aklımda hep var olan fakat bir türlü odaklanamadığım bir konuyu araştırmak ve tezimi o konuda hazırlamak istiyordum. Müzelerin Eğitimde Kullanılması üzerine. O ara İskoç profesörüm Amanda Brown, “Sibel emin misin, bak bu konuda sınırlı sayıda kaynak var, çalışman biraz zor olabilir” demişti. Evet, gerçekten de sınırlıydı kaynaklar. İnternetten, kütüphanelerden topladığım sayılı kaynakla yola çıkarak bir çalışma yürütmüştüm. Yapmak istediğim şeyi tamamlayamamış olsam da, ilk tohumlarını o zaman attım. Neler yapabileceğimi, öğrencilerimin nelere ihtiyacı olduğunu öngörmüştüm. Türkiye’ye dönünce de eğitimime ara verdiğim için bir kenara koymuştum fikirlerimi, hayallerimi ve heyecanımı. İşte, Yaz Buluşması’nda “Müzede Eğitim” adlı atölyeyle karşılaşınca kendimi sunum yapıyormuşçasına heyecanla izledim. Sanki söylenenler benim düşündüklerim, benim yazdıklarım, benim heyecanım, benim merakımdı. Ve çizdiklerim. Ve dile getirilmeyen onlarca fikir, sayısız hayal. Seneler sonra kendimle ilk “Buluşma”mdı bu noktada.
Önemsenmeyeceğimi, belki yalnız kalacağımı düşündüğüm yolda, başka ‘’ben’’lere kavuştum. Bu noktada, Yaz Buluşması aynı zamanda bir “Kavuştay”dı benim için. Kendim gibilere ulaştığım bir “Kavuştay”. Kulağa tuhaf geliyor bu kelime değil mi😊 Öğretmen Ağı Kolaylaştırıcı Ekibi kullanmıştı bu kelimeyi. İlk başta anlam veremedim, fakat İstanbul’a gidince ne demek istediklerini çok iyi anladım. Yıl boyunca yaptıkları çalışmaları birbirleriyle paylaşmanın heyecanını yaşayan, birbirlerinden öğrenmek için koridor, çimler, yemek molası, kahve arası demeden anlatan, not eden öğretmenlerin olduğu bir kavuştay.
1 Temmuz sabahı Özyeğin Üniversitesi’nin mükemmel yurdundan ayrılıp, yemyeşil kampüsündeki buluşma-kavuşma alanına gittik. Seneler sonra en yakın arkadaşımızı kütüphanede ilk kez görmüşçesine birbirimize kocaman ve sımsıkı sarıldık. Buluştuk ve Kavuştuk…Ya sonra?
Sonraki günler buluşmalar ve kavuşmalarımız ara ara devam etse de çoğunlukla okuma, yazma, dinleme, araştırma, tartışma, tekrar araştırma, tekrar tartışma şeklinde geçti ve “Çalıştay” tadındaydı. Ben Müzede Eğitim, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Yaratıcı Problem Çözme ile alakalı ve Rahmi Koç ve Pera Müzeleri ile gerçekleşen çalışmalara girdim. Fakat, (bir saniye, buraya kocaman bir fakat eklemem gerekiyor), eş zamanlı yapılan bütün oturumlara girmiş gibi oldum. Çünkü Program Öğretmen Ağı Kolaylaştırıcı Ekibi tarafından öyle bir şekilde ayarlanmış ki, bir şekilde bir yerlerde mutlaka diğer çalışmalardan, oturumlardan, atölyelerden haberdar oluyorsunuz. Telefona gelen paylaşımlar, sorular, öneriler; gün sonu değerlendirmeleri, kahve arası sohbetler, anketler derken bütün konulara aşina oluyorsunuz ve bence bu inanılmaz bir şey.
Öğretmen Ağı oldukça geniş bir yelpaze. Özetlemek gerekirse, ki bu çok zor ama deneyeceğim, Öğretmen Ağı:
Bir kez içine girdiğin zaman bir daha çıkamayacağınız, daha doğrusu çıkmak istemeyeceğiniz bir platform.
Öğretmenlerin farklı disiplinlerle işbirliği yaptığı,
Eğitim Reformu Girişimi’nin yürütücülüğünü üstlendiği,
AÇEV, Aydın Doğan Vakfı, ENKA Vakfı, Mehmet Zorlu Vakfı, Sabancı Vakfı ve Vehbi Koç Vakfı’nın desteklediği,
“Bizden bir şey olmaz”, “İcat çıkarma şimdi”, “Biz bu yollardan geçtik”, “Sen daha yenisin, zamanla sen de vazgeçersin” gibi kalıpların yer bulmadığı,
Eğitime dokunan paydaşların bir araya geldiği ve hep birlikte ürettiği,
Arka planda harika ve birikimli, oldukça sağlam bir ekibin büyük bir özveriyle çalıştığı,
Eğitime gönül veren renkli, neşeli, bilgili, idealist ve umut dolu insanları içerir.
Eğer siz de;
“Birlikte Yapabiliriz.
Birlikte Daha Güçlüyüz.
Değişim Öğretmenle,
Değişim Merakla,
Değişim Kalıpları Kırarak,
Değişim Elini Taşın Altına Koyarak,
Değişim Paylaşarak,
Değişim Severek ve İnanarak yapılır” diyorsanız sizlerle de buluşalım, sizlerle de kavuşalım…
Sibel Tartut Hakkında
7 Ekim 1991 yılında Muş’un Bulanık ilçesinde altı çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi; üç yaşında, Antalya’nın Kumluca ilçesine taşındı. İlk ve orta öğrenimini Ziya Gökalp Yatılı Bölge Okulu’nda, lise öğrenimini ise Kütahya İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi’nde bitirerek 2009 yılında Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü kazandı. Üniversite yıllarının bir kısmı, Polonya’nın Krakow şehrindeki Jagelonian Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde burslu olarak geçti. Sonrasında bir süre, İrlanda’da Dublin Şehir Üniversitesi’nde dil asistanı olarak staj yaptı. Lise ve üniversite eğitimini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin ‘’Kardelenler’’ bursu ve Yücel Kültür Vakfı’nın ‘’Yarım Elma’’ bursu ile tamamladı. Üniversite eğitimimin ardından, Van’ın Edremit ilçesinde Yunus Emre Ortaokulu’a İngilizce Öğretmeni olarak atandı. 2015–2016 yılları arasında ücretsiz izine ayrılarak Fulbright burs programı kapsamında Amerika’nın New York eyaletinde bulunan Syracuse Üniversitesi’nde bir yandan Yüksek Lisans eğitimi alıp, diğer yandan Türkçe öğretim asistanı olarak çalıştı.
Tartut, ilkokul dördüncü sınıftan beri düzenli olarak yazıyor. İlk yazısı lisede ‘’Tavşanlı’nın Sesi’’ adlı yerel bir gazetede yayımlandı. 2011 yılında British Council’ın düzenlemiş olduğu ‘’Hayalimdeki Yolculuk’’ adlı öykü yarışmasında ‘’Uçurtma Kuyruğunda Hayallerim’’adlı eserle derece aldı.
“Piedra Günlükleri” adlı iki güncesi ve aynı ismi taşıyan bir şiir kitabı olan Tartut, bugünlerde bir roman üzerine çalışıyor. İlerleyen yıllarda öğretmen kimliğinin yanı sıra, edebiyat alanında başarılı bir yazar olmak en büyük ideali.