Yaşam için Öğrenme
Yazar: Ahmet Canbaz
Yapamam. Ben bunu başaramam. Kendimde bu gücü hissetmiyorum, Ben mi kurtaracağım dünyayı? Artan nüfus, geçim sıkıntısı, göçler, cinsiyetçi yaklaşımlar, eğitim sorunları, psikolojik yıpranmalar ve diğer kronikleşen problemlerimizi çözemememizin asıl sebebi bu söylemler. Hep sorunlar hakkında konuşuyor ama bir çözüm yolu bulamıyor, tekrar aynı sorunlar üzerinde tartışıp duruyoruz. Kendimizi yıpratıyor, çevremizi yoruyor, hiç olmadığı kadar çaresiz hissediyoruz.
İyi dinle, anla, anlamlandır, içselleştir, geçici değil; kalıcı çözümler bul. Öğretmen Ağı’nın araçlarından Yaratıcı Problem Çözme Programı’nda uyguladığımız “Tasarım Odaklı Düşünme (TOD) Metodolojisi” tam da bu anlayışı barındırıyor bünyesinde. Bize sonsuz özgürlük ve yaratıcılık olanağı tanıyıp, problemi tam olarak kavramamızı sağlıyor TOD. Öyle ya “Probleme aşık ol ki onu tanı; o kadar tanı ki daha kalıcı çözümler bul.” diyor. Yaşamımız boyunca çağın anlayışına göre karşılaştığımız sorunlara hemen çözümler bulmayı yeğleriz. Aslında problemi tanımayız hatta ne olduğunu bile bilmeyiz. Sadece ön görümüz ve kulaktan dolma sözlerle ilerleriz. Günümüzde öğrenciler de aynı sorunlardan muzdaripler; hatta kendi düşüncelerine hiç değer verilmediğini, sorunlarını yetişkinlere anlatamadıklarını ya da anlatsalar bile anlaşılmadıklarını ve bu yüzden de sorunlar karşısında çaresiz kaldıklarını düşünebiliyorlar.
Okul, öğrencileri hayata hazırlayan en büyük kurum. “Öğrenciler okulda sadece akademik olarak mı gelişmeli; yoksa yaşama dair her sorunu akademik başarısı ile atlatabilirler mi?” sorularından yola çıkarak öğrencilerin İngilizce dersinde karşılaştıkları problemlerle ilgili bir çalışma yapmaya karar verdik. Projenin adı “Bir Derdim Var!” olarak belirlendi. Problemin altında yatan sebepleri ve problemin etkilerini bütüncül bir şekilde anlayabilmek için ağacın köklerine problemin sebeplerini; ağacın dallarına ise görünen etkileri yazarak “Problem Ağacı” egzersizini kullandılar. İç görüleri, yani problemin altında yatan insani ihtiyaç, ise hiç düşünmedikleri “İngilizce dersindeki gramer eğitiminin yoğunluğu ve günlük hayatta düşüncelerini belirtirken gramer kurallarının esiri olunması.” cümlesi oldu. TOD prensiplerinden biri olan “işbirliği”ni somutlaştırmak ve problemi çözmek için kimlerle görüşülebileceğine dair yol haritası çizebilmek adına uygulanan Paydaş Haritası egzersizi ile, öğrenciler, odaklanılan problemin çözülebilmesi için bu problemin ilgilendirdiği bütün paydaşları listelediler ve en yetkili kişiyi buldular. Sonrasında onunla bir görüşme gerçekleştirdiler. Bir diğer çalışmada ise TOD metodundaki, kişisel varsayımlarla değil problemin altında yatan insani ihtiyaçlar doğrultusunda bir problem çözme yöntemi izlendiğini somutlaştırmak amacıyla “Kart Postal Egzersizi”ni uyguladık. Öğrenciler, bu egzersiz ile öngörülerini, düşüncelerini ve yaratıcılıklarını açıkça ifade etme fırsatı buldu.
Süreç sonunda öğrencilerden gelen çıktılar ise oldukça güzeldi. Öğrencilerimizden Şirin Naz SARIDUMAN: “Projeye başlamadan önce nasıl bir problemimin olduğunu tam olarak bilmiyordum. Grup olarak çalışmak, farklı fikirler duymak çok iyi geldi. Bu sorunu ya da sorunları sadece ben yaşamıyormuşum. TOD düşüncelerimi açıklamama izin verdi. Yaptığımız görüşme ileride sonuç vermese bile kendimi başarmış hissediyorum çünkü kendimi iyi hissettirdi. Bundan sonra sorunlara bu yöntemle yaklaşmayı düşünüyorum.”
Yapılan değerlendirme ve deneyimlerden yararlanarak TOD kısa vadede hızlı düşünme, yaratıcılığı kullanma, takım çalışması, görev bilinci, zamanı iyi yönetme, duygularını açık ve anlaşılır biçimde ifade etme becerilerini öğrencilere kazandırırken, uzun vadede öğrencilerin öz saygı, öz benlik ve özgüven düzeyleri arttı; problemleri daha iyi tanıyarak kalıcı çözümler arama yoluna gitti. Başarısız olsalar dahi süreç içinde tekrar geriye dönüp hatalarını düzeltme fırsatı arama cesaretini kendilerinde buldular.
Unutulmamalıdır ki her engeli aşmak, iç varlığımızla, kendimize inanmakla, ilgilidir. Bilginin yalnızca bir tık ötede olduğu günümüzde, bir bütün olarak gördüğümüz çocuklarımıza asıl hedefin beceri kazandırmak olduğunu düşünmeli, onlara “Yaşam İçin Öğrenme” fırsatlarını tanımalıyız. Bu sayede kendine güvenen ve hata yapmaktan korkmayan, yaptığı hatalar ile öğrenen ve bu hatalardan beslenen bireyler yetiştirebilir, karşılarına çıkan engeli yollardan aşma cesaretini kendilerinde bulmalarını sağlayabiliriz.
Öğrencilerinize her zaman güvenin; onlara “Yapamazsın.”, “Senin yaşın küçük, sen bilmezsin.” demeyin. Sadece onlara yapabilecekleri fırsatları yaratın. Emin olun, onlar sizi hep olduğu gibi tekrar şaşırtacaklardır.
Ahmet Canbaz Hakkında
1987 yılında Denizli’de doğan Canbaz, ilköğretim ve orta öğretimini Denizli’nin Çal ilçesinde tamamladı. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nden 2011 yılında mezun oldu. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Tiyatro Topluluğu bünyesinde, birçok tiyatro oyununda görev aldı. 2015 yılında 9 Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde yüksek lisans programını bitirdi. Eğitim ile ilgili çeşitli sertifika programları ve konferanslara katılan Canbaz, 2018 yılında dünyadaki en büyük yaratıcılık organizasyonu olarak kabul edilen Destination Imagination Türkiye Denetim Kurulu Başkanı olarak seçildi. Şu anda özel bir okulda Türkçe Öğretmeni olarak görev yapmakta olan Canbaz, Öğretmen Ağı Değişim Elçisidir.