Submitted by halukgoksel on Wed 22/11/2023 - 14:01

Yayın Tarihi

Son Durak: Merak Edenler

Yazar: Sibel Tartut

Benim merak serüvenim okula gittiğim ilk gün, yedi yaşındayken başladı. Muş’tan Antalya’ya taşınalı yaklaşık dört yıl olmuştu ve o zamana kadar okula başlamadığım için Türkçe’yi bilmiyordum.

Bir gün, taşımalı sistemle gelen öğrencilerle birlikte yemek yerken, elimi yıkamak için yerimden kalktım ve kalkarken de sıramı biraz geriye doğru ittim. Bir anda Aysun isimli bir öğrencinin çığlıklarıyla irkildim. Parmağı sıkışmıştı sıraya:

“Ah, pırmağım! Seni bubama söylicem, seni örtmene söylicem!”

Ne diyordu Aysun? Duyduğumu anlıyor ama konuşamıyordum. Özür dileyeceğim de nasıl? Ayrıca parmak yerine neden ‘pırmak’, baba yerine neden ‘buba’ diyordu bu kız? Biz örneğin, babaya ‘bavo’ derdik.

Neden herkes farklı konuşuyordu? Neden öğretmenimizin gözlerinin önünde iki cam vardı? Neden herkes bildiği halde ben teyzenin ne demek olduğunu bilmiyor ve hiçbir şekilde kavrayamıyordum? Ayrıca ‘run’ bizde yağ demekken, neden ‘koş’ demekti İngilizce’de? Neden, nasıl, niçin?

Onlarca neden ve nasılın izinden geçerek aktı zaman ve iki yıl önce “Neden ben de Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’na katılmıyorum?’ sorusu beni buldu.

Sonunda, bir arkadaşımla beraber, Merak Edenler’in bir araya geleceği konferansa başvurmaya karar vermiştim. “Sanat Yoluyla İngilizce Öğretimi” adlı bir proje yazmış ve uygulamış; proje kapsamında veli, öğrenci ve okul personeline İngilizce’yi resim, müzik, edebiyat ve drama yöntemiyle öğretmeye çalışmış; buna ek olarak aynı ekiple hazırladığımız İngilizce “Masallar Diyarına Yolculuk” adlı oyunu Van Devlet Tiyatrosu’nda sahnelemiştik. Biz veli ve öğrenci işbirliği ile neleri başaracağımızı merak ediyorken; yaptığımız çalışmaları duyanlar da bunu nasıl başardığımızı ve süreci merak ediyordu.

Sibel Tartut ve Fulya Özben’in Proje Sunumu

Birbirinden renkli eğitimcilerin merak serüvenlerine dahil olmak için yaptığımız başvuru kabul edilmişti ve sunuma hazırlanmaya başlamıştık. İki yıllık bir sürece sahip olan projemizi yarım saate sığdırmak bizim için oldukça zordu. Günlerce uykusuz kaldıktan sonra konferanstan bir gün önce gece 12’de vardığımız havalimanından kalacağımız eve ulaşmamız gece 2’yi buldu. İki günde toplam altı saatlik uykunun ardından otobüs şoförünün “Hadi kalk, geldik; son durak.” demesiyle uyandım.

Konferans salonu tıklım tıklımdı. Eğitim Reformu Girişimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder’in açılış konuşması, tabii ki günün temel teması ‘merak’ üzerineydi. “Curiosity killed the cat”, yani “Merak insanı mezara götürür.” diyen Ergüder, Türkiye gibi birçok toplumda da merakın kötü bir şey olduğunu ve teşvik edilmediğini; buna rağmen Amerikalı yazar Thomas Friedman’ın dediği gibi merak ve öğrenme arzusunun zeki olmaktan çok daha önemli olduğunu belirtti. Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici de eğitimcilere “Siz bir şey anlatırken, öğrencinizin soru sormasına izin verin. Onların sorularını, dolayısıyla meraklarını ertelemeyin” diye öğüt verdi.

Konferans programı, eğitimcilerin hazırladığı birbirinden renkli sunum ve atölyelerle devam etti. Hepimiz, “Merak” üzerine gün boyu tartıştık, konuştuk, deneyimlerimizi paylaştık. Gerçekten de çoğumuz, dilimizde meraka özendiren hiçbir atasözüne rastlayamamıştık.

Buket Uzuner ise, ERG’nin hazırladığı merak temalı videoda herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği merak serüvenini paylaşıyordu: “Bir şeyi merak ediyorsan peşinden gidersin. Korksan bile, gidersin… Tek bir mucize vardır hayatta. O da küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır. Öğretmen dersi öğreten olmak zorunda değildir. Bir ağabeyiniz, bakkaldaki amcanız, sınıftaki bir arkadaşınız da öğretmeninizdir…’’

Aylardır sosyal medyada ve Öğretmen Ağı etkinliklerinde vurguladığımız konu olan merak hakkında akla ilk gelen örnekler hep olumsuzdu. Yani dilimizde de hayatımızda da meraka dair olumlu hiçbir şey yoktu! Bunu fark eden ERG kendisinden, öğretmenlerden ve siz okurlardan merak ile ilgili bir atasözü söylemelerini istemişti. Bu kapsamda “merakedenler.org” sitesi açıldı ve insanların merak üzerine yazdıkları atasözlerini sitede paylaşmaları istendi. Ben de öğrencilerimden yazmalarını istedim ve ortaya renkli görüntüler, atasözleri çıktı. Seçilen sözlerden “Merak Atasözleri” kitabı oluşturuldu ve o gün hepimize birer örneği verildi. Dilerim bu kitap, Anadolu’nun en uzağındaki okulların kütüphanesine bile ulaşır.

Aslında konferansa dair yazılacak ve paylaşılacak çok şey var. Fakat ben sözü, ERG ve Öğretmen Ağı ile yolları kesişen eğitim severlere bırakıyorum. Eminim onların da anlatacağı çok şey var.

Satırlarımı Öğretmen Ağı Değişim Elçisi Emrem Yaka’nın şu sözleri ile bitirmek istiyorum: “Merak yola çıkmaktan çok, yoldan çıkmak demektir. Alışılmışın, ezberin dışına çıkmak; dağın ve perdenin arkasındakileri görmek demektir.”

Hep birlikte ezberlerin dışına çıkmak, öğrencilerimizi de çıkmaya teşvik etmek, onlara farklılıklar sunmak ve meraklarını beslemek dileğiyle…


Sibel Tartut Hakkında

7 Ekim 1991 yılında Muş’un Bulanık ilçesinde altı çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi; üç yaşında, Antalya’nın Kumluca ilçesine taşındı. İlk ve orta öğrenimini Ziya Gökalp Yatılı Bölge Okulu’nda, lise öğrenimini ise Kütahya İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi’nde bitirerek 2009 yılında Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü kazandı. Üniversite yıllarının bir kısmı, Polonya’nın Krakow şehrindeki Jagelonian Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde burslu olarak geçti. Sonrasında bir süre, İrlanda’da Dublin Şehir Üniversitesi’nde dil asistanı olarak staj yaptı. Lise ve üniversite eğitimini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin ‘’Kardelenler’’ bursu ve Yücel Kültür Vakfı’nın ‘’Yarım Elma’’ bursu ile tamamladı. Üniversite eğitimimin ardından, Van’ın Edremit ilçesinde Yunus Emre Ortaokulu’a İngilizce Öğretmeni olarak atandı. 2015–2016 yılları arasında ücretsiz izine ayrılarak Fulbright burs programı kapsamında Amerika’nın New York eyaletinde bulunan Syracuse Üniversitesi’nde bir yandan Yüksek Lisans eğitimi alıp, diğer yandan Türkçe öğretim asistanı olarak çalıştı.

Tartut, ilkokul dördüncü sınıftan beri düzenli olarak yazıyor. İlk yazısı lisede ‘’Tavşanlı’nın Sesi’’ adlı yerel bir gazetede yayımlandı. 2011 yılında British Council’ın düzenlemiş olduğu ‘’Hayalimdeki Yolculuk’’ adlı öykü yarışmasında ‘’Uçurtma Kuyruğunda Hayallerim’’adlı eserle derece aldı.

“Piedra Günlükleri” adlı iki güncesi ve aynı ismi taşıyan bir şiir kitabı olan Tartut, bugünlerde bir roman üzerine çalışıyor. İlerleyen yıllarda öğretmen kimliğinin yanı sıra, edebiyat alanında başarılı bir yazar olmak en büyük ideali.