Submitted by halukgoksel on Wed 22/11/2023 - 14:01

Yayın Tarihi

Post Pandemi Döneminde Okul İklimi ve Akran Zorbalığı

Yazar: Burcu Aybat

Değişim belki de değişmeyen tek şey. Eğitim de bundan nasibini alıyor. Pandeminin yıkıcılığı ve uzaktan eğitimin şeffaflığı, değişim karşısında adaptasyonun sancısını beraberinde getirdi. Bu kaostan öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz nasibini aldı. Okullarda, ilk günlerin ardından çok çetin şartlar altında eğitim öğretim devam ediyor. Öğretmenler bir buçuk yıl uzaktan eğitim vermenin konfor alanından çıktılar, fiziksel ve duygusal olarak onları zorlayan bir öğrenme sürecini yönetiyorlar. Sağlıkları ile ilgili endişeleniyorlar, maske ile ders anlatmanın zorluklarıyla mücadele ediyorlar ve okulun içinde farklı görevlere koşuşturarak gün sonu tükenmiş evlerine dönüyorlar. Öğrenciler, okula fiziksel olarak gelebildikleri, arkadaşları ve öğretmenleri ile birlikte olabildikleri için sürece çok mutlu başladılar. Ancak uzun süre evde kalmanın getirdiği engellenmişlik duygusu, sağlık kaygısının getirdiği yeni alışkanlıklar, odaklanma sorunları, ihtiyaçlarının hemen karşılanması konusundaki sabırsız tutumları da bu dönemin kısa vadede görebildiğimiz yan etkileri oldu. Mahremiyet ve kişisel sınırlar, toplumsal kurallar konusunda artan sınır ihlalleri de cabası. Pandemi öncesine göre daha çok sınırları deneyerek okul kurallarına uyma konusunda hatırlatmalara ihtiyaç duyuyorlar. Veliler için ise evde çocuklarıyla baş başa geçen zorlayıcı bir dönemin ardından, çocuklarını okula teslim ederek kendilerine ve işlerine zaman ayırabilmeleri ilk etapta mutluluk verici oldu. Sonrasında okul kapısından içeriye giremeyen velinin endişe katsayısı gittikçe arttı. Çocuğum nasıl acaba, öğreniyor mu, yemek yiyor mu, arkadaşlarıyla iyi geçiniyor mu, okul çocuğuma iyi bakıyor mu, covid 19 önlemleri yeterli mi soruları birbirini izledi.

Elbette ki bu tabloyu görmeyi eğitimciler olarak bekliyorduk ama beklemediğimiz bir şey vardı ki o da olumlu okul ikliminin de post pandemi döneminde zarar görebileceğiydi. Çocuklarımızın sağlıklı, mutlu ve başarılı bir eğitim hayatı için okul iklimine katkıda bulunan üç paydaşın da — öğretmen, öğrenci ve veli — bu dönemi iş birliği ve uyum içinde geçirmeleri gerekiyor hiç şüphesiz.

Akran ilişkilerindeki akran baskısı ve zorbalığı, okul iklimine zarar veren post-pandemi döneminin sıcak konusu. Sağlıklı bir okul iklimi için tüm paydaşlar arasında zorbaca davranışlara dair farkındalığı artırmak, zorbalığa karşı koruyucu ve önleyici çalışmalar yapmak zorunlu hale geldi. Pandemi öncesi peki zorbalık kavramı yok muydu? Elbette ki teknolojiyle evrilen yeni nesil arasında sıklıkla karşılaşılan bu kavram yine okulların gündemindeydi. Ancak post-pandemi döneminde bu kavramın farklı yüzleriyle ve yansımalarıyla karşılaştık. Bunun yanında okul paydaşlarının zorbalığın tanımını unuttuklarına, başka durumlarla karıştırdıklarına ya da yanlış yorumladıklarına da rastlayabiliyoruz. Zorbalığı kısaca “herhangi özel bir nedeni olmadan, birinin başka birine tek başına ya da grup halinde uyguladığı ve tekrar eden zarar verici sözlü ya da fiziksel davranışların tümü” olarak açıklamak mümkün.

Peki, okullarda zorbalığı önlemek için neler yapılabilir?

Öncelikle farklı branşlardan öğretmenlerin de yer aldığı ve okul psikolojik danışman ve rehberlik biriminin koordine ettiği zorbalıkla mücadele ekibi kurulabilir. Bu komitenin oluşturmuş olduğu yol haritası tüm paydaşlarla paylaşılarak konu ile ilgili farkındalık yaratılabilir ve okul topluluğunda konunun önemi vurgulanabilir. Eğitimlerin organize edilmesi, müfredat içine zorbalıkla mücadele kapsamında içeriklerin entegre edilmesi, zorbalık türleri ve temel belirtilerinin tespit edilmesi, empati becerisini geliştirmek adına çalışmalar yapılması, okulda zorba ve mağdur davranışlarına dair farkındalık çalışmaları yapılması, akran öğretiminin kullanılması, zorbalığa dair anket çalışmaları yapılması, olumlu davranışların teşvik edilmesi, iş birliği ve takım çalışmalarının desteklenmesi komitenin uygulamaları arasında yer alabilir.

Zorbalıkla mücadele zaman, emek ve sabır isteyen bir süreçtir. Tüm okul paydaşlarının iş birliğini gerektirmesi de bu yüzdendir. Önleyici ve iyileştirici girişimler zorbalığı okul ikliminden sıyırabilir. Zorbaca tutumlara sıfır tolerans ve her vakayı öğretici bir fırsata dönüştürmek eğitimcinin ve velinin temel bakış açısı olmalı.

Dolayısıyla öğretmenin ve velinin zorbalıkla ilgili temel bilgilere sahip olması elzem. Zorbalık nedir, zorbaca davranışlar nelerdir, bu davranışları yapan ve bu davranışlara maruz kalan çocuklara nasıl yaklaşmak gerekir, öğretmen ve ebeveyn olarak bu konuya yaklaşımınız nasıl olmalı, çocuklarla bu konuda nasıl iletişim kurmak gerekir, sorularının cevaplarına hakim olmalıyız.

Bu sürecin en önemli ayaklarından biri de öğrencinin eğitimi. Onlarda konuya dair farkındalık oluşturmak, akran liderliğinin yapılmasını desteklemek, disiplinlerarası çalışmalarla tutum birliği sağlamak, okul iklimini güvenli ve olumlu okul ortamı temasıyla desteklemek çok önemli. Yapılacak öğrenci çalışmalarını tüm yıl içine yaymak, konuya dair etkinlikleri sınıf ve branş öğretmenlerinin sene içindeki gündemlerine yedirmeleri konusunda iş birliği yapmak iyi uygulamalar arasında yer alabilir. Bunun yanında Common Sense Media’nin Bullying içeriklerine göz atmakta fayda var. Bu web sitesinden öğretmenler, okullarda kullanılabilecek pek çok video ve yazılı içeriğe ulaşabilirler. İlkokul düzeyinde; empati, saygı, hoşgörü gibi değerler, duyguları ifade etme çalışmaları, öfke yönetimi, problem çözme becerileri, kişisel alanları bilme ve tanıma ve sınırlar konusunda öğrencilerle yıl boyunca çalışmalar yapılmalıdır. İhtiyaç duyulan bilgi ve becerileri kazandıran, farkındalığı artıran İkinci Adım gibi bazı müfredat programları da okullarda kullanılabilir. Ortaokul düzeyinde ise öğrencilerin, zorbalık hakkında bilinçlendirilmeleri, farkındalıklarının artırılması, yanlış biliş ve inançlarının değiştirilmesi, duyguları tanıma ve etkili şekilde ifade etme becerilerinin geliştirilmesi, baş etme becerilerinin geliştirilmesi ve öz güvenlerinin desteklenmesi hedeflenmelidir.

Unutulmamalı ki zorbalık hayatımızda hep vardı ve var olmaya devam edecek. Zorbalığın yaşı yok ama mücadele yöntemleri var. Zorbalığın okul ikliminde tespit edilmesi ve önleyici çalışmaların yapılması, çocukların farkındalıklarını artırarak seyirci olmamalarını sağlamak çok temel yöntemler. Mağdur olan öğrenciler ile destek çalışması yürütülürken zorbaca tutum gösteren çocukların takip edilmesi ve aile iş birliği de ihmal edilmemeli. Bu yöntemlerin işe yaraması için tüm okul paydaşlarının iş birliği içinde, birbirine güven duyarak, farkındalıkları yüksek ve bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerekiyor.


Burcu Aybat Hakkında

Eğitimde yenilikçi yaklaşımlar ve uygulamalar, öğretmenler için mesleki gelişim programları, öğretim programı geliştirme ve teknoloji entegrasyonu konularında 20 yıldan fazla süredir Robert Kolej, Enka Okulları, ODTÜ Geliştirme Vakfı Okullarında pek çok farklı pozisyonda çalışma fırsatı yakaladı. Şu an İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu ve Ortaokulu müdürü olarak görev yapmaktadır. ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Doktorasını Bahçeşehir Üniversitesinde Eğitim Teknolojileri bölümünde yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında müfredata yenilikçi yöntemlerin, yaklaşımların ve teknolojilerinin entegrasyonu; öğretmenler ve öğrenciler için profesyonel gelişim ve liderlik programları bulunmaktadır. Öğretmen 2.0, Tasarımcı Öğretmen 2.0, Geleceği Kodlayanlar, Her Öğretmen İnovatiftir, Uzaktan Eğitim Şart ve Eğitimde Google Şifreleri-1 kitaplarının yazarıdır.

Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.