Bir İtibar Meselesi
Yazar: Gamze Yatkın
Kendi aramızda çok konuşuyoruz, virgül nereye koyulmalı diye. Hangi virgül mü? “En kötü öğretmen olursun.” derler ya hep. İşte burada virgül nereye koyulmalı? En kötü, öğretmen mi oluruz? En kötü öğretmen, mi oluruz? Mi den önce virgül olmaz hocam sen de ne yaptın demesin kimse. Derdimizi en iyi böyle anlatıyoruz belki de.
Arka fonda neler olup bitiyor kimselerin haberi yok belki ama en çok koşanlardanız. En çok çabalayanlardanız. Çocuklara ulaşabilmek, hayatlarında güzellikler oluşturabilmek, onları hayata hazırlayabilmek için sıvadık biz kolları. İçlerinde cevher taşıyan çocuklarımız derdimiz. Geleceğin ümidi gençler bizim tek gayemiz. Duyun sesimizi, zannettiğiniz gibi kolay değil işimiz.
Evden çıkarken işe gidiyoruz demeyiz hiç. Okula gidiyoruz, deriz. İşten çok daha öte çünkü bizim için. Okulumuz, çocuklarımız bizim tutkumuz. Zor zamanlarda bile gülümseriz, zor şartları evirir çevirir güzelleştiririz. Çocukların dokunduğu her yerde çiçekler açar çünkü. Sabah başlar koşuşturma bizde. Hem sınıftayızdır hem evde. Bir gözümüz koridorda çocukları gözlemler, korur, kollar, bir gözümüz defterimizde. Neler vardır o defterde bilseniz. Günlere sığmayan programlar, sabahı akşamı olmayan toplantılar, görüşmeler, talepler, beklentiler… 24 saate sığamadığınız oldu mu hiç? Yetiyor mu zaman dediğiniz? “Üç saatim daha olsaydı.” der misiniz hiç? Biz diyoruz. Biz öğretmenler üç saat, beş saat daha fazlasını istiyoruz. Hep daha fazlasını yapmak istiyoruz.
Bazen bir fincan kahveye hasret kaldığımız oluyor. Sahi duymuş muydunuz çay dahi almaya fırsatı olmayan bir öğretmen? Pazarını pazartesiye katan, evini, çocuğunu yeri gelince unutan, öğrencilerini çocuğundan ayırmayan öğretmenleri duydunuz mu? Evini sınıfa dönüştüren, konfor alanının hep dışında, gayesinin peşinde koşan öğretmenleri duydunuz mu? Uzak yolları aşmak için güneşin ilk ışıkları ile güne başlayan öğretmenleri duydunuz mu? Ben çok duydum. Hem duydum hem de gördüm. İyi ki de gördüm. Hepsi bana yol oldu, ışık oldu, ses oldu, yoldaş oldu. Sayelerinde büyüdüm. Kozasından yeni çıkmış kelebek misali uçmaya başlarken hep yanı başımdaydı o güzel insanlar. Ellerimden tutan hep onlardı. Çıktığım yolda korkmadan yürümeyi öğrettiler bana. Yolculuk ne kadar zor olursa olsun yılmamayı öğrettiler hep. Çocuklarla çocuk olmayı, içimdeki çocuktan vazgeçmemeyi öğrendim.
Yükümüz ağır belki ama hiç şikayetçi değiliz bu durumdan. Başımızı yastığa koyduğumuzda “İyi ki” diyoruz biz. İyi ki öğretmeniz. En kötü öğretmen olmuyoruz, en kötü öğretmen olursun diyenlere inat dimdik ayakta hem en güzelini oluyoruz hem de iyi ki öğretmen oluyoruz.
Maria Montessori demiş ya hani “Çocuğun eline koyamadığımız şeyi aklına koyamazsınız.” diye. Ben çocukların eline dünyaları koymak istedim düştüm bu yola. İçimdeki çocuğu dinledim küsmedim kimseye. Tüm önyargıları topladım kilitledim bir bavula. Omuzladım savurdum o bavulu uçsuz bucaksız denizlere. Bağırdım kocaman kocaman harflerle “iyi ki öğretmenim.” diye.
Gamze Yatkın Hakkında
1992 yılında Denizli’de doğdu. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden 2014’te mezun oldu. 2014 yılından bu yana okul öncesi kurumlarında sınıf öğretmenliği yapmaktadır. Alanında verimli olmak için eğitim ve seminerlere katılmaya özen göstermektedir. Öğretmen Ağı çalışmalarını yakından takip etmektedir. Aynı zamanda akıl ve zeka oyunları eğitmenliği yapmaktadır.
Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.