Pandemiden Bana Kalan
Yazar: Ceren Karabıyık
Salgın süreci her alanda olduğu gibi eğitim alanında da değişim ve dönüşüme sebep oldu. “Uzaktan eğitim mi olurmuş? Bu uygulama da neymiş, şu online araçları nasıl öğreneceğiz? Hocam ben bunu beceremedim sen biliyorsun, bana da öğretiver.” derken bir baktık aylardır uzaktan eğitim ile iç içe yaşar hale gelmişiz. Bir öğretmen olarak, salgın döneminin bende yarattığı etkilerini biraz olsun anlatabilmek, deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Paylaşmak istediğim salgın döneminin bende yarattığı etkilerini biraz olsun anlatabilmek.
Bir ortaokulda psikolojik danışman olarak görev yapıyorum. Salgın haberlerini televizyonlarda görmeye başladığım andan itibaren, okulda öğrencilerim ile bu konu üzerine konuşmaya başlamıştık. Bazen şakalaşıyorduk hatta, ihtimal vermiyorduk salgının bu boyutlara gelebileceğine. Uyarı panoları hazırlamaya, hijyen konusunda bilgilendirmeler yapmaya başladığımızda ise içten içe korktuğumu hissediyor ancak bunu dile getiremiyordum. Öğretmen güçlü olmalıydı, paniklememeliydi diye düşünüyordum.
Okullara ara verildiği ilan edildiği zaman apar topar ailemin yanında olmalıyım düşüncesi ile tren bileti alıp gittiğimde “İki hafta sonra döneceğim, kalan işlerimi toparlarım, hem sekizinci sınıflarla çalışmalarım yarım kaldı, sınava ne var şurada?” düşünceleri geçiyordu aklımdan.
Sonrası tam anlamıyla kabusa dönmüştü benim için. Hızlıca yapılan market alışverişleri, eve giren her şeyin saatlerce yıkanması, pencereyi açmaya bile korkar hallerim, geceler boyu süren ağlama nöbetlerim… Öğrencilerimle bir şeyler yapmak bir yana, günlük hayatıma bile devam edecek gücü bulamıyordum kendimde. Kendimi her zaman psikolojik olarak güçlü biriyim diye tanımlarken darmadağın olmuştum.
Bunun böyle gitmeyeceğini anladığım bir sabah hemen ders programlarını gözden geçirip ne yapmam lazım, nerde kalmıştık diyerek küçük gruplar halinde öğrencilerimle görüşmeler düzenlemeye başladım. Minik kutucuklarda o umut dolu gözleri gördükçe, iyileşmeye başladığımı hissettim. Korkularıma, tedirginliğime, umutsuzluğuma, saatlerce süren ağlamalarıma ne annemin omzu, ne kardeşimin esprileri, ne de okuduğum kitaplar iyi gelebilmişti. Beni iyileştiren, kendime getiren, umut etmemi sağlayan öğrencilerim olmuştu yine.
Birbirimizle paylaştık, birlikte çözümler ürettik, sürecin başında hepimiz dağılmıştık ama toparlanmayı da beraber başardık. İlerleyen zamanlarda bu duruma alıştık, ben kendimi uzaktan eğitim konusunda geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye başladıkça öğrencilerim de öğrendikleri yeni uygulamaları benimle paylaşmaya başladılar. Senelerdir yüz yüze eğitimde başaramadığımızı düşündüğüm karşılıklı öğrenme ortamını bir anda kurmuştuk. Onlar da ben de hata yapmaktan korkmuyorduk, belki de online ortamda kurallar daha esnek olduğu için hepimiz biraz “şımarma” hakkını kendimizde görüyorduk. Şimdi nasılız diye sorarsanız bahçede oyunlar oynamaya çoktan başladık bile.
Hepimiz bu süreçte değiştik, dönüştük, okula dair her ayrıntının kıymetini daha çok anladık. Bense en çok şunu anladım: Bu hayatta hep birilerinin bir şeyi oluyoruz. Anne babamızın çocuğu, kardeşimizin ablası, ötekinin arkadaşı, berikinin hiçbir şeyi, bazısının her şeyi…
Ne olursak olalım kimin için ne ifade edersek edelim ben sanırım en çok “öğretmen” olmayı/olabilmeyi sevdim. Salgın döneminde ruhuma da kalbime de en iyi gelen şey öğrencilerimle iletişimde kalmak oldu. Beni iyi ettikleri için her birine çok teşekkür ederim.
Ceren Karabıyık Hakkında
2015 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü PDR Anabilim Dalından mezun olmuştur. Farklı kademelerde psikolojik danışman olarak görev yapmıştır. Şu an Kocaeli’de bir ortaokulda görev yapmaktadır. Öğretmen Ağı ile 2019 yılında tanışmıştır.
Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.