Salgından pek çok ülke, şehir, ev, aile etkilendi. Ancak bu süreçten en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu söylemek mümkün. Çocuklar önce uzaktan eğitimle tanıştılar, ardından yaşamlarında büyük yer tutan okullarından; doğayı, kendilerini keşfettikleri bahçelerden; özgürce oyun oynayabildikleri parklardan mahrum kaldılar. Çocuk olmayı zor şartlarda sürdürürken bir yandan büyümeyi de sınırlı seçeneklerle deneyimlemek zorunda kaldılar. Böylesi zorlu koşullara uyum süreci ardından çocuklardan, çocuk olmaktan öğreneceğimiz çok şey var. Peki içinde bulunduğumuz dönemde çocuklar çocuk olmaya ve büyümeye nasıl bakıyorlar? Her çocuğun nitelikli eğitime erişimi için çalışan bir topluluk olarak, büyümenin arka planını çocukların görüşleri ve mesajlarıyla tartışmaya açtık. ARKA PLAN’ın yeni bölümünde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çocuklarla ve çocuk kalarak kutluyoruz.
Neden büyüdükçe merak etmeyi bırakıyoruz?
“Biliyor musun eskiden hiç utanmadan ‘gulu gulu’ diye bağırıyordun.”
Merak etmek, çocukluğumuzda bizi öğrenmek için harekete geçiren bir dürtüydü. Merak ettiğimiz konular hakkında, soru sorarak bilgi edindik. Ne var ki büyüdükçe, merak eden çocuklardan soru sormaktan çekinen yetişkinlere dönüşüyoruz. 4 yaşında bir çocuk günde ortalama 428 soruyor. “Neden su ıslak?”, “Gölge neden yapılır?”, “Balıklar suyun altında nasıl nefes alıyor?” bunlardan sadece birkaçı. 9 yaşına gelen bir çocukta soru sayısı 199’a iniyor. Bir çocuk 5 yılda kafasında soruların çoğunun yanıtını bulabiliyor mu yoksa başka bir şey mi oluyor? Neden büyüdükçe daha az soru soruyor, daha az merak ediyoruz?
Çünkü büyüdükçe sorduğumuz sorulara alacağımız cevaplardan, yanlış soruları sormaktan yani aslında hata yapmaktan korkuyoruz. Oysa büyümek hata yapmamak değil, yaptığımız hataları kutlamaktır. Hatalarınızı kutlama yolunda örnek olabilecek bir kaynak da Yaratıcı Özgüven Festivali Renkli Hatalar Sahnesi olabilir. Yapılan hataları bir yenilgi olarak değil, gelişme fırsatı olarak görmek ve yeni öğrenmelere yol açmak hata yapmaktan korkmamak ile mümkün.
TÜİK verilerine göre 2020 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 83 milyon 614 bin 362 kişi iken bunun 22 milyon 750 bin 657'sini çocuklar oluşturuyor. Her bir çocuktan öğreneceğimiz çok şey var.
Çocuk olmayı çocuklar anlatıyor
“Çoçuk olmak oyun oynamak demek, çok eğlenceli olmaktır.”
“Çocuk olmayı seviyorum, çünkü çok oyun oynuyorum.”
Okul öncesi öğrenci, 4 yaş
“Çocuk olmak sıkıcı iş hayatına daha girmemenin mutluluğunu yaşamak demek.”
“Çocuk olmayı seviyorum, daha çok oynayacak vakit bulabiliyorum. Büyüyüp yaşlanıp ölmek istemiyorum. Ölümsüz olmak istiyorum.”
3.sınıf öğrencisi, 9 yaş
“Rainbow dash demek.”
“Çocuk olmayı seviyorum. Çünkü bebekken küçüktüm. Sonra orta yaşa geldim, o yüzden.”
Okul öncesi öğrenci, 4 yaş
“Eğlenmek diyebilirim ama baya iş yapmak gerektiğini anladım. Eğlenceden çok sıkıcı işler yapmak zorundayım. Çocuk olmama rağmen arada iş de yapmam gerekiyor. Ortalığı toplamak gibi mesela.”
“Annem ve babamla vakit geçirebilirsem o sıkıcı anları bile eğlenceli hale getirebiliyorlar. Çocuk olmayı en çok annemle babamın yanındayken seviyorum.”
Okul öncesi öğrenci, 5 yaş
“Çocuk olmak eğlenmek, gezmek, derslerini yapmak, okula gidip gelmek, hayatını yaşamak, doğum günlerini kutlamak bir de görevlerini yerine getirmek, istediğin mesleği yapmak için çalışmak ve bir şeyler yaratmak demek.”
“Çocuk olmayı çok seviyorum çünkü çok eğlenceli ama bazen hiç sevmiyorum çünkü çok ders çalışmak gerekiyor.”
3. sınıf öğrencisi, 9 yaş
“Çocuk olmak oyun, eğlence, top, komiklik, koşmak demek. Ayrıca çocuk olmayı seviyorum çünkü daha çok oyun eğlence demek, ha bi de biraz daha özgür olsam…”
5. sınıf öğrencisi, 11 yaş
“Çocuk olmak arkadaşlarınla keyifli vakit geçirmek, oyun oynamak, ödevlere boğulmadan yaşamak demek.”
“Çocuk olmayı seviyorum çünkü hiç utanmadan ‘gulu gulu’ diyebiliyorum.”
4. sınıf öğrencisi, 10 yaş
Çocuklar büyüdükleri hallerine ne mesaj bıraktılar?
“Büyüyünce okula gideceğim, istediğim çizgi filmi kendim açacağım.”
Okul öncesi öğrenci, 4 yaş
“Büyüdükçe yeni arkadaşlar edineceğim. Şu anda yapmak istediğim meslekler değişebilecek. Merak ettiğim kitapları okuyabileceğim. Yaş sınırı olan maceraları yaşayabileceğim.”
“Büyüdüğündeki kendime ‘Bol eğlen. Hep pozitif ol. Bol bol macera yaşa. Sınavlarına hazırlan.’ derdim”
3. sınıf öğrencisi, 9 yaş
“Tabii ki de şey mesajı verirdim. Elisa, seni çok seviyorum, Pinky Pie. Elisa benim en yakın arkadaşım.”
Okul öncesi öğrenci, 4 yaş
“İşlerini, çalışmayı bırak da kendinin yeteneğini keşfet derdim mesela. Artık çocuğunla biraz daha vakit geçirmek zorundasın derdim.”
Okul öncesi öğrenci, 5 yaş
“Ben hem iç mimar hem de dış mimar olacağım. Buna engel olacak olan varsa beni çiğneyip geçmesi gerekiyor. Büyüdükçe zevklerim, huylarım değişebilir ama hayal kurmaktan asla vazgeçmem. Hayal kurmak benden vazgeçebilir ama ben hayal kurmaktan vazgeçmem.”
3. sınıf öğrencisi, 9 yaş
“Özgürleşeceğim, ciddileşeceğim, hayatım sıkıcılaşacak. Büyümek istemem.”
“Keşke çocuk kalsaydın ve ödevlerini yapsaydın.”
5. sınıf öğrencisi, 11 yaş
“Büyüdükçe hayatımda ödevlerin olmayacağını düşünüyorum.”
“Biliyor musun eskiden hiç utanmadan ‘gulu gulu’ diye bağırıyordun.”
4. sınıf öğrencisi, 10 yaş
ERG Sözlük’ten öne çıkanlar
Çocuğun İyi Olma Hali: Çocuğun iyi olma hali, çocuğun yaşam kalitesini, öznel iyi olma halini ve memnuniyetini ön plana alan ve yapabilirliklerini artırmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım sağlık, maddi durum, eğitim, ev ve çevre koşulları, ilişkiler gibi alanlarda çocuğun iyi olmasını hedefler, çocuğun refahına ve gelişmesine bütünsel olarak yaklaşır.
(Kaynak: Eğitim İzleme Raporu 2019 | Eğitimin İçeriği)
Çocuğun Katılım Hakkı: Çocuk katılımı, tüm çocukların görüşlerini serbestçe ifade etmesi, bu görüşlerin yetişkinler tarafından ciddiye alınması ve çocukların kendilerini ilgilendiren karar alma süreçlerinde etkin rol almalarıdır. Çocuğun katılım hakkı Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (ÇHS) 12. Maddesi ile güvence altına alınır. Çocuk katılımında süreçler saydam ve bilgilendirici, gönüllü, saygılı, ilgili, çocuk dostu, içermeci, eğitim ile desteklenmiş, güvenli ve risklere duyarlı ve hesap verebilir olmalıdır.
(Kaynak: Eğitim İzleme Raporu 2019 | Eğitimin İçeriği)
Çocuk Hakları: Çocuk hakları insan haklarıdır; çocukların kendilerine özgü ihtiyaçlarından dolayı ayrı olarak tanımlanmıştır. 1989 yılında kabul edilen BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme 18 yaşına kadar her çocuğun sahip olduğu sivil, kültürel, ekonomik, siyasi ve sosyal hakları kapsar. Sözleşme; “ayrımcılık yapmama”, “çocuğun üstün yararı”, “çocuğun varlığını ve gelişimini sürdürmesini sağlama” ile “katılım” ilkeleri doğrultusunda; hükümetlerin/devletlerin yerine getirmesi gereken temel yükümlülükleri belirtir.
(Kaynak: Eğitim İzleme Raporu 2019 | Eğitimin İçeriği)
Sosyal Duygusal Öğrenme: Duygularımızı tanımak ve yönetmek, diğer insanlara ilgi ve özen göstermek, olumlu ilişkiler kurabilmek, sorumluluğunu alabildiğimiz kararlar verebilmek ve zorlayıcı durumlarla yapıcı ve etik biçimde baş edebilmek sosyal ve duygusal öğrenmenin temelinde yer alan becerilerdir.
(Kaynak: Eğitim İzleme Raporu 2019 | Eğitimin İçeriği)
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Toplumsal cinsiyet eşitliği, bir insan hakları ilkesi olup cinsiyetler arasında eşit hak, sorumluluk ve fırsatlar ile toplumsal sonuçlara ulaşmada eşitliği ifade eder.