Yeni Ailem; DOYA

Yazar: Leyla Kış

Bazen derler ya “Aile sadece kan bağından ibaret değildir.” diye. Şimdi sizlere, buna örnek olabilecek bir durumu anlatacağım. Buna değinmeden öncesinde birazcık ben kimim, yakın zamanda neler yaşadım, bu bahsettiğim yeni ailemle nasıl bir araya geldim onlardan bahsedeyim.

Bendeniz Leyla Kış. Yakın zamanda mezun olmuş bir matematik öğretmeniyim. Mezuniyetimden sonra KPSS puanım beklediğimden düşük gelmişti. Özel okula iş başvuruları mı yapsam gibi sancılı bir düşüncenin ardından, özel okulların geneli de deneyimli öğretmen arıyor olunca “Leyla, sen en iyisi otur yeniden KPSS’ye çalış. Farklı işlerle kendini oyalama.” dedim.

Böylelikle KPSS çalışma serüvenim yeniden başlamış oldu. O sırada sosyal medyada gezerken Öğretmen Ağı’nın Bolu’da yapılacak bir etkinliğine denk geldim ve bu etkinliğe başvurdum. Nasıl bir topluluk olduğuna dair çok da bilgim yoktu aslında. Bir de yeni mezun olmuş olunca etkinlik başvurum acaba kabul edilir mi diye endişelerim vardı; ama başvurum onaylanınca çok heyecanlanmıştım çünkü yeni bir ortama girecektim ve meslektaşım olan yeni arkadaşlar edinecektim.

Etkinlikler ilerledikçe Betül Aydın ve Belgin Gökçen ile tanıştım. İkisi de öyle güzel kalpli insanlardı ki! İkisiyle de samimi olmamak elde değildi. Tabi o zamanlar bilmiyordum yeni ailem DOYA’nın güzel ekibinde de bu etkinlikte tanışacağım kişilerin olacağını. Derken pandemi süreci araya girdi. Bu kadar uzun süreceğini düşünmediğimiz önemli bir süreçte Öğretmen Ağı’nın yüz yüze etkinlikleri dijital etkinliklere döndü. Bir yandan da KPSS çalışıyor olunca insan kafasını dağıtacak yeni şeyler arıyordu.

Bir gün öğretmenlerin ihtiyaçlarına yönelik eğitime katkı sunmak amacıyla, Belgin Hocam ve Betül Hocam’ın da içinde bulunduğu birbirinden farklı branş ve şehirlerdeki 15 kıymetli öğretmenimle, dijitalde bir araya geldik ve bir kitap çalışmasına adım attık. Yeni ailemin temelleri aslında burada atılmaya başladı. Muhteşem bir ekip olmuştuk. Temelinde birbirinden beslenme ve öğrenme olan bu insanlık için küçük ama kendi içimizde kocaman olan topluluğumuzla geleceğe yönelik çok güzel planlarımız vardı. Kitap çalışmamız ilerlerken bu pandemi sürecinde de eğitimler çevrimiçi olmaya başlayınca; bir gün öğrencilerin ve öğretmenlerin daha başka ihtiyaçlarının doğmaya başladığını fark ettik.

Gerek öğretmenlerde gerek öğrencilerde bilgisayar karşısında oturmaktan hareketsizlik, çevrimiçi derslerde ise monotonluk artmaya başlamıştı. Hem hareketsizliğe hem de monotonluğa çare olabilecek çok güçlü bir iksir biliyorduk: OYUN

Oyunun gücüne inanan bu muhteşem ekiple, düşündük taşındık; günümüz çağında aradığımız her şeyi internetten bulabiliyorken “Neden biz de dijitalde kazanım odaklı bir oyun sayfası oluşturmayalım ki?” dedik. Amacımız diğer oyun sayfalarından daha farklı bir formatta oyun sayfası oluşturmaktı. Tek bir disipline ait pek çok oyun sayfası vardı. Sadece matematik veya Türkçe oyunu bulabilirdik. Ama Matematik ve Türkçe’yi bir arada bulundurabilecek çok nadir oyunlar bulurduk. Bahsettiğim sadece Matematik ve Türkçe de değildi. Müzikten Dramaya, Beden Eğitiminden Fen Bilgisine ve belki de tüm derslere uyarlanabilecek pek çok disiplini, kazanımı, eğlenmeyi ve hareketi bir arada bulunduran oyunları içeren bir sayfa olacaktı bizim sayfamız.

Bazı öğretmenlerimizin müsaitlik durumundan dolayı eksilmelerimiz olsa da doya doya oyun oynamak ve oynatmak için 12 kişilik dev kadro ile Disiplinlerarası Oyun Atölyesi yani DOYA’yı kurduk.

Bir toplulukta çıkması muhtemel pek çok düşünce farklılıklarını ve organize zorluklarını herkes gibi biz de yaşadık; ama bir şekilde hep üstesinden geldik. Anlaşamadığımız, fikir ayrılıkları yaşadığımız süreçlerimiz olurken bunun yanında taşın altına elini koymak isteyen, organize olan, yardım etmekten ve iş yapmaktan asla kaçmayan bir ekip olmuştuk. Zamanla fikir ayrılıklarımız fikir birliğine dönüşmüştü. Yeni bir işin içinde olmak, bunu başarmak ve güzel şeylerin ortaya çıkması hepimiz için ayrı bir heyecandı. Herkes gelişmemiz ve büyümemiz için her gün yeni bir şeyler öğreniyordu. Hepimizin belli başlı konulara karşı ilgisi ve bilgisi farklıydı. Yaş ve tecrübeye bakmadan birbirimize katkılar sunuyorduk.

Hem kendi içimizde yeni şeyler öğreniyor hem de yaptığımız paylaşımlarla bilgiyi, eğlenmeyi ve oyunu meslektaşlarımıza yayabildiğimiz kadar yaymaya çalışıyorduk. Paylaşımlarımıza yapılan geri dönüşlerle de ne kadar güzel bir işe giriştiğimizi fark ettik. İyi ki böyle bir ihtiyacı karşılamak için bir araya gelmişiz ve iyi ki böyle güzel bir ekiple beraberiz demiştik. Birbirimizi daha iyi tanıdıkça, yaşadığımız artılarla, eksilerle bir ekipten çok daha ötesi olmuştuk. Artık biz bir aileydik! Kan bağı olmayan ama çok daha ötesi bir DOYA AİLESİ!

Öğretmen Ağı Değişim Elçileri inisiyatifi ile kurulan Disiplinlerarası Oyun Atölyesi’nin birbirinden çeşitli içeriklerini Instagram ve Youtube hesaplarından takip edebilirsiniz.