Cu, 11/15/2024 - 15:00 tarihinde ddmeric@gmail.com tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Yaratıcılığın Çekimi

Yazar: Meriç Dönmez, Psikolojik Danışman ve Rehber, Öğretmen Ağı Değişim Elçisi

Yaratıcıyım,

Yaratıcısın,

Yaratıcı,

Yaratıcılar,

Yaratıcısınız,

Yaratıcıyız…

“Yaratıcılık” kavramı üzerine düşünürken çok tekrarlanan bir şeydir; yaratıcılığın sadece belli özelliklere sahip kişilerde var olduğuna dair inanç. Oysa ki gerek günlük yaşamımızda gerekse iş hayatımızda birçok kez yaratıcılığımızı kullanmışızdır. Küçük dokunuşlarla işleri kolaylaştırmış ya da bir şeyi farklı bir şekilde kullanmışızdır. Farkına bile varmayız tüm bunların.

“Yaratıcılık” dendiğinde aklımıza hep yeni, var olmayan bir şey ortaya çıkarmak gelir. Oysa süreç hep birbirinin üstüne binen, biriken şeylerin bir sonucudur. Uzun süre uğraştığın bir şeyden sonra aklına, “Bir de şöyle olabilir mi?” diye sorduğunda başlar mesela. Bu bazen bir fikir olur, bazen bir eylem.. Denemiş olmak bir yaratıcılıktır. İçindeki “yaratıcı özgüven”in kendini göstermesidir. Yaratıcı özgüven, bir problem karşısında şikayet etmekten çok çözüm için bir eyleme geçme biçimidir ve sonuç her zaman çözüme de ulaşmak zorunda değildir. 

Etrafımızdan duyarız kimi zaman: “Yaratıcılık bunun neresinde?” diye. Çok basit bir şeydir yapılan, sizin de aklınıza gelmiştir belki bir zamanlar, “Bu kadar kolay olamaz.” diye vazgeçmişsinizdir. “Yaratıcı özgüveni”nizin size açtığı kapıyı kapatıp oturmuşsunuzdur. O yüzdendir duyduğunuzda “yaratıcılık bunu neresinde?” diye sormanız. Ya da şöyle söylemeniz: “vallahi benim aklıma gelmişti.”

“Yaratıcı Özgüven” bir şeylerin değişeceğine dair inancınızdır en temelde ve yanına en çok  “umut” yakışır. Gelin hep birlikte bırakalım kendimizi “yaratıcılığın çekimine” umutla….