Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Nasıl Bir Çeşitlilik Sağlarsam Tüm Öğrenciler Etkin Birer Öğrenen Olur?

Yazar: Şirin Piya Giyik

Yazımın sonunda söyleyeceğimi başında söyleyeyim: Eylem Araştırmacı Öğretmen Programı, bugüne kadar katıldığım programlarda beni en çok etkileyen, zorlayan ve kendi öğretmenliğimle yüzleştiren program oldu.

Kapsayıcılık bağlamında ele aldığımız süreç, daha çok kendimize dönmemizi ve kendi pratiklerimizi yeniden düşünmemizi söylüyordu bize. İnsanın kendini sorgulaması gerçekten zorlu bir süreç. Önyargı, kalıpyargı, ayrımcılık gibi kavramlara, “Öğrencilerime önyargılı davranıyor olabilir miyim?” sorusuyla, kendimizi odağa koyarak baktık öncelikle.

Sonra adım adım katılımcı gözlem ve etnografik mülakat yöntemlerini uyguladık. Sadece mülakat yapıp öğrencilerin ihtiyaçlarını tespit etmek bile bir araç olmasına rağmen onlarla kurduğumuz ilişkileri etkiledi. Bunun yanı sıra süreç boyunca her günün muhasebesini yaptığımız, okulda öğrencilerle yaşadıklarımızı not ettiğimiz “öğrenme günlüğü” tuttuk.

Günlük tutmak ve her gün “Ne yaparsam bu öğrenci sınıfta var olabilir?” sorusunu sormak başlı başına zorlu bir durum zaten ama çözüm odaklı bir bakış da sağladığı için çok geliştiriciydi aynı zamanda…

Program boyunca kapsayıcı eğitim bağlamında cevap aradığımız büyük soru ise şuydu: “Sınıfımdaki öğrencilerin ne tür farklılıkları ve ihtiyaçları var; ben nasıl ders tasarımı yaparsam, nasıl bir çeşitlilik sağlarsam tüm öğrenciler etkin birer öğrenen olur?” Sınıfımda bir öğrencimin bilgisayara çok yoğun bir ilgisi vardı ve Türkçe dersinde ne anlatırsam anlatayım, o hep bilgisayarlardan bahsetmek istiyordu; onu bir türlü derse çekemiyordum. Problemin çocukta olduğunu ve odaklanamadığını düşünüyordum. Yani aslında kapsayamadığım tüm öğrencilerimle ilgili bir “gerekçem” vardı. Tam da bu noktada öğrencinin ilgi alanını yadsımadan, “Dersi onu içerecek şekilde tasarlayabilir miyim?” diye düşünmeye başladığımda çok şey değişti. Bu durum, öğrencilerimle ilgili gözlem değil, yorum yaptığımı fark ettirdi ve onları, kendi ilgileri, istekleri olan bireyler olarak kabul edip etmediğimi de sorgulattı. Öğrencilerin farklılıklarını gözetmek hem aidiyet geliştirmelerini ve değerli hissetmelerini hem de derse ilgilerini arttırdı.

Program süresince eylem araştırması yürütmek, öğrencinin kendisinden kaynaklı olduğunu düşündüğümüz tüm sıkıntılara ve zorluklara merkeze kendimizi koyarak yeniden bakmamıza alan açtı. Bu yoğun sorgulama süreci bizim yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın kapsayıcı eğitim bağlamında ne kadar belirleyici olduğunu da gösterdi. Adım adım sınıf ikliminin, öğrencilerle ilişkilerimizin değiştiğini görmek, bakış açımızı değiştirip çözüm odaklı olmanın nasıl fark yarattığını izlemek, yeni stratejiler geliştirmek, yeniden ve yeniden denemek çok heyecan vericiydi. Hele de bunu, ortak paydada buluştuğumuz bir öğretmen topluluğuyla yapmak çok güç veriyordu.

Özcesi, öğretmenler olarak birbirimizden ve çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var. Ne mutlu ki bize bu olanağı sağlayan Öğretmen Ağı var. Yani “umutvar olmak” için çok sebep var.

Bu yazı ilk olarak Değişim Benimle Başlar: Eylem Araştırmacı Öğretmen Raporu için kaleme alınmış olup; 4 Mayıs 2021 tarihinde aynı başlıklı raporda yayınlanmıştır. Raporu incelemek için tıklayın.


Şirin Piya Giyik Hakkında

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği mezunudur. Buna ek olarak iç mimarlık eğitimi almıştır ve amatör olarak terzilikle ilgilenmektedir. Farklı disiplinlerle ilişkilenmeyi önemli bulmaktadır. Bilgi Üniversitesi SEÇBİR’deki ayrımcılık programının, mesleki hayatında dönüşüm yarattığını ifade etmiştir. Şu anda Öğretmen Ağı’ndaki çalışmalarına devam etmektedir.



Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.