Kriz Dönemlerinde Bir Ağ Olmak
Yazar: Kenan Çayır
Öğretmen Ağı’nın Değişim Elçisi öğretmenlerini bir araya getiren Yaz Buluşmaları’nda bana söz verildiğinde, hep eğitim ile ilgili bir çerçeve çizmeye çalışırım. Yıllardır bu çerçevenin vazgeçilmez referanslarından birisi de Ulrich Beck’in “Risk Toplumu” kitabıdır. Risk kavramını gündeme getirerek eğitimle ilgili tüm konuları, yaşadığımız çağın özellikleri ile birlikte düşünmemiz gerektiğini vurgulamaya çalışırım. Zira eğitim bir vakumda gerçekleşmez, apolitik bir alan değildir; aksine kendisini çevreleyen sosyopolitik-kültürel koşullarla birlikte düşünülmesi gerekir. Böyle bakınca eğitimi dünyanın her köşesinde artan risklerden ve krizlerden bağımsız ele alamayacağımızı görürüz. 20. yüzyılın ikinci yarısında riskler deyince aklımıza daha çok “az gelişmiş” ülkelerdeki işsizlik, açlık ve savaşlar sorunu geliyordu. Bu sorunlar şüphesiz devam ediyor. Ancak artık küresel düzeydeki risklerle ve krizlerle de karşı karşıyayız. İklim krizi dediğimizde artık ülkelerin sınırlarını aşan bir sorundan bahsediyoruz. Ülkeler arasında artan göç ve buna eşlik eden ırkçılık, radikalizm ve otoriterlik de küresel bir boyut kazanmaya başladı. Covid-19 pandemisi (ve gelecekteki olası birçok kriz) Risk Toplumu kavramını daha da ciddiye almamız gerektiğini gösteriyor.
Peki eğitim alanında bu krizlere karşı neler yapılabilir? Öğretmenler başta olmak üzere eğitimin aktörleri krizlerle mücadelede nasıl bir tutum sergileyebilir ve ne tür mücadele araçları geliştirebilirler? Bu kadar karmaşık bir konuyu eğitimin tek başına çözebileceğini sanmak fazla iyimser bir yaklaşım olur. Ancak eğitimin risk toplumundan etkilenen ve bu riskleri dönüştürme kapasitesine sahip bir alan olduğunun da altını çizmek gerekir. Neticede bu riskler ve krizler insan yapısıdır; krizlerin sebebi insanların oluşturduğu ekonomik ve politik sistemlerdir. Dolayısıyla insan yapısı olan riskler yine insanlar tarafından ele alınabilir, tartışılabilir, dönüştürülebilir. Bu açıdan bakıldığında eğitim çok önemli bir işleve sahiptir.
Bugün karşı karşıya olduğumuz krizleri bürokratik yapıların yavaşlığıyla ve geleneksel eğitim yaklaşımlarıyla aşmamız neredeyse imkânsız. Zira krizler hem küresel, hem çok boyutlu hem de hızla ve sürekli yayılıyor, değişiyor. Ülkelerin kendi tekil sistemleri içinde ya da öğretmenlerin bireysel çabalarıyla çözülmesi zor krizlerle karşı karşıyayız.
Böylesi büyük krizlere ancak daha yenilikçi yöntemlerle, ortak mücadele ile ve insanların topluluklar içinde birey/özne olmasıyla cevap üretebiliriz. Bu cümle aslında Öğretmen Ağı’nda yerleştirmeye çalıştığımız kültür ve felsefenin de özeti. Ağ’da topluluk içinde birey/özne olmak nasıl oluyor, ortak mücadele ne anlama geliyor ve bu niçin yenilikçi? Bunları kısaca açmaya çalışayım:
Öğretmen Ağı öğretmenlerin, sivil toplum ve kamu kurumlarının ve farklı alanlardan kişilerin bir araya geldiği bir işbirliği platformudur. Ağ’a katılmak isteyen bir öğretmen Değişim Elçisi Öğretmen Topluluğu’nun bir parçası olur ve Ağ’ın değerlerinin yaygınlaştırılması konusunda inisiyatif alır; Ağ’ın paydaşı olan kurum ve kişilerle işbirliği yapar. Bunun için öğretmenler amaca yönelik küçük (adhokratik) gruplar kurarlar, ihtiyaçları doğrultusunda meslektaşlarıyla üretir ve paylaşırlar. Bu, Türkiye’deki yaygın eğitim ekosistemi için yenilikçi bir yaklaşımdır. Zira hâkim yaklaşım öğretmenlerle kısa süreli eğitimler vermek için bir araya gelmek üzerine kuruludur. Bu yaklaşımdaki en büyük sorun, öğretmenlerin sınıfa döndüklerinde tekrar yalnızlaşmaları ve ne kadar iyi örnek üretirlerse üretsinler bunların hep tekil kalmasıdır. Tekil deneyimlerin çoğalmasının krizlere cevap üretebilecek bir kültürel dönüşüme yol açmasını beklemek oldukça zordur.
Öğretmen Ağı’nın felsefesinde ise öğretmenler önceden belirlenmiş içeriklerle eğitim almazlar. Aksine kendi belirledikleri ihtiyaçlar/ sorunlar etrafında meslektaşlarıyla, Ağ’ın paydaşı olan kişi ve kurumlarla bir topluluk halinde çalışırlar. Bu bir araya gelme her topluluğun disiplinlerarası bir niteliğe sahip olmasını sağlar. Topluluklar kendi amaçlarını kendileri belirler, tamamıyla esnek gönüllülük mantığıyla işler. Öğretmenler bu topluluklarda
bazen deneyim paylaşımı yaparak, bazen seçilen konuda bir ürün/çözüm üreterek derinleşirler. Bu üretilen çözümler aslında birer prototiptir, öneridir ve öğretmenler diğer meslektaşlarını sürekli bu önerileri geliştirmeye çağırırlar. Ağ felsefesi karmaşık krizlerin basit reçetelerinin olamayacağını ve ürettiklerimizi sürekli revize etmemiz gerektiğini vurgular. Ağ’ın sürdürülebilir topluluk yapısı da ihtiyaç olan konularda sürekli derinleşmeye imkân tanır.
Ağ’ın yapısı öğretmenlere ve diğer paydaşlara topluluk içinde birey olma deneyimi sunar. Bazen topluluk ve birey olma birbirinin zıddı gibi algılanır. Gerçekten de bazen katı bürokratik yapılar bireysel özgürlüğe alan bırakmaz. Bu yapılarda insanlar özgürce hareket edebilme ve inisiyatif alabilme alanı bulamazlar. Sonuç ise Türkiye’de sıklıkla dile getirildiği gibi örneğin öğretmenlerin yalnızlaşması ve yabancılaşmasıdır. Bu yüzden birçok öğretmen tekil hareket etmeyi seçer. Ancak yukarıda vurguladığım gibi birbiriyle ilişkilenmediğinde, bir topluluk içinde etkileşmediğinde tekil deneyimlerin çoğalması bir dönüşüme yol açmaz. Birey olmak topluluk olmak ile çelişmez. Aksine, Fatmagül Berktay’ın sözleriyle bireylik “birlikte olmayı ve eylemeyi seçtiğimiz, ortaklığı çoğaltmak için birlikte düşündüğümüz… başkalarıyla kararlara katılıp sorumluluk aldığımız zaman gerçek anlamıyla ortaya çıkar” (Düşünme Etiği, s. 22). Öğretmen Ağı birlikte eylemeyi seçen öğretmenlerin ve paydaşların oluşturduğu bir ortaklık platformdur. Burada ortaklık vizyonu, dönüştürücü etki yaratmakta kilit öneme sahiptir. Zira Berktay’a göre zaten çağımızın krizlerinin sebeplerinden biri ortak hareket etme hayalinin azalmasıdır.
Öğretmen Ağı bu bağlamda bir ortak hareket etme hayalidir. Bu hayalin merkezinde hangi dünya görüşünden olursa olsun ayrımcılık yasağını, kapsayıcılığı, eşitliği, hakkaniyeti yerleştirme hedefiyle bir araya gelen ve inisiyatif alan Değişim Elçisi öğretmenler vardır. Ağ’ın profesyonel ekibi yüzlerce paydaşı öğretmenlerle buluşturmayı ve öğretmenlerin esnek bir yapı içerisinde paylaşmalarını ve üretmelerini kolaylaştırır. Çağımızın büyük krizleriyle mücadele etmek ve kültürel dönüşümü sağlamak zaman alacak bir süreçtir. Ağ’da değişime elçilik yapan öğretmenlerin gönüllülüğü, paydaşlarla kurulan ortak hareket alanı ve inisiyatif alma kültürünün hızla ve etkin bir şekilde yaygınlaştırılması bu sürece umutla bakabilmemizi sağlamaktadır.
*Bu yazının orijinali Eylül 2020-Aralık 2021 Öğretmen Ağı Faaliyet Raporu’nda yayınlanmıştır.
Kenan Çayır Hakkında
Kenan Çayır İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi ve Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürüdür. Çayır, Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. Doktora derecesini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden aldı. İngiltere’de Leeds Üniversitesi Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Merkezi’nde ve Almanya’da Georg-Eckert Uluslararası Ders Kitapları Enstitüsü’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. Avrupa Konseyi ve EIP Sloveyna’nın ortaklaşa düzenledikleri insan hakları eğitimi seminerlerine ve Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü’nün eğitici eğitimi seminerlerine katıldı; bu alanda sertifikalar aldı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Eğitim Reformu Girişimi’nin birlikte düzenledikleri “Düşünme gücü” adlı öğretmen eğitimi projesinde uzman eğitici olarak çalıştı. Ders kitapları, yurttaşlık, insan hakları eğitimi üzerine çalışmakta, Öğretmen Ağı’na içerik danışmanlığı yapmaktadır. Çalışmalarından bazıları şöyledir: “Biz” Kimiz? Ders Kitaplarında Kimlik, Yurttaşlık, Haklar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2014); Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, M. A. Ceyhan ile birlikte der.); Ayrımcılık: Örnek Ders Uygulamaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, A. Alan ile birlikte der.); Eğitim, Çatışma ve Toplumsal Barış: Türkiye’den ve Dünyadan Örnekler (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2010).
Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.