“Eğitimi Nasıl Konuşmalı?” Buluşması
Yazar: Fulden Ergen
Pandemi dolayısıyla sürekli değişen koşullara adapte olmakta zorlanan eğitim sistemleri, küresel çapta kamuoyunun üzerine en çok düşündüğü, tartıştığı alanlardan biri oldu. Eğitime dair tartışmaların genişlemesi, dönüşmesi ve çok katmanlı haline gelmesi, eğitim alanında çalışan bizlerin daha geniş kitlelere ulaşması bakımından büyük bir fırsattı. Bu fırsatı değerlendirmek üzere, Öğretmen Ağı paydaşlarını “Eğitimi Nasıl Konuşmalı?” Buluşması’na davet ettik. 25 Mayıs 2021 Salı günü, eğitim alanına temas eden 45 kurumun katılımıyla, savunuculuk alanlarımızı kamuoyunun gündemine nasıl taşıyabileceğimizi birlikte düşünmek ve pandemi sürecinde iletişim çalışmalarımıza dair deneyimlerimizi paylaşarak birbirimizden öğrenmek üzere bir araya geldik.
Buluşmaya başlarken, pandemi öncesinde eğitime ilişkin tartışmaların kapsamını hatırlamaya çalıştık. Pandemi öncesinde, eğitimde eşitsizliğin bu kadar göz önünde olmadığı, eğitime dair tartışmaların sistem değişikliklerine hapsolduğu, sınav ağırlıklı olduğu ifade edildi. Bir katılımcının yanıtı, gelen cevapları özetler nitelikteydi: “Çok boyutlu olmadan, yüzeysel ve akademik başarı odaklı konuşulurdu.” Sivil alanda benzer dertlere sahip kurumlar olarak, pandemiyle birlikte yaşadığımız bu gündem değişiminden istifade etmek için neler yapabileceğimizi aramaya başladık. Çalışma alanlarımızın eğitim gündeminde ne kadar ve nasıl yer bulduğunu tartıştık. Özellikle pandemi ile birlikte, eğitimden uzaklaşma riski olan grupların sorunları daha da gün yüzüne çıkmıştı.
Eğitimin sorunlarına dair farkındalığın artması söz konusu olsa da; kapsayıcılık, çocuk katılımı, eğitimde fırsat eşitsizliği gibi sivil alanın üzerine kapsamlı çalışmalar sürdürdüğü konuların eğitim gündeminde yeterince yer bulamadığı ortaklaşılan noktalardan bir tanesiydi. Bir katılımcı bu soruyu şöyle yanıtlamıştı:
“Hem kurumların, hem kişilerin çabaları dar alanda kısa paslaşmalara benziyor. Karar vericiler eğitimin sorunlarını, çalışmalarını ve tüm paydaşlara verdiği ödevleri dikkate almıyor.” — “Eğitimi Nasıl Konuşmalı?” Buluşması Katılımcısı
Kimi katılımcılar ise, pandemi döneminde sözlerini daha geniş kitlelere ulaştırabildikleri için memnundu. Kamuoyunun ilgisi, eğitim alanında artan dijital beceriler, eleştirel okuma ve yazma, okulun çocuk koruma sistemindeki rolü gibi konular etrafında toplanmaya başlamıştı. Ancak bu ilginin derinlikli tartışmalara zemin oluşturmadığı ve eğitimin geleceğine dair uzun vadeli çözümlerin geliştirilemediği belirtildi.
Pek çoğumuz daha geniş kitlelere ulaşmak konusunda ortak dertlere sahiptik. Bu dertlerin kaynağını; yani sesimizi kamuoyuna duyurmanın önündeki engelleri de konuştuk. Yanıt lardaki ortak payda, sivil alanın dert edindiği konuların kamuoyunun genelinde karşılığı olmadığı yönündeydi. Bir katılımcının sözleri, bu görüşü destekler nitelikteydi:
“Derdimiz, toplumun küçük bir kısmının derdi. Odağımız, o küçük kısma ulaşmak ve bunun için sürekli işbirlikleri geliştiriyoruz, ortaklıklar sayesinde bebek adımları atarak bir şeyler üretebiliyoruz.” -”Eğitimi Nasıl Konuşmalı?” Buluşması Katılımcısı
Aynı zamanda gündemin hızla değişmesi ve makro düzeyde eğitime ilişkin çalışmaların yer bulamaması, sivil alanın çalışmalarının kamuoyu tarafından benimsenmesi konusunda karşılaşılan engellerden biriydi. Katılımcıların öne çıkardığı en önemli bariyerlerden bir tanesi de, hak temelli bakış açısının kamuoyunun genelinde bir karşılığı olmamasıydı. Her çocuğun eğitim hakkı anayasa ile temin edilse de, eğitim ve eşitsizlik sıklıkla yan yana gelen kavramlar olabiliyordu. Bu durumu, bir başka katılımcı şu sözlerle özetliyordu:
“Belirsizlik ve olağanüstülük barındıran bu süreçte olası risklerin önlenmesi önemsenmeyebiliyor; ‘hiç yoktan iyi’ yaklaşımı çok güçlü ve yaygın.” -”Eğitimi Nasıl Konuşmalı?” Buluşması Katılımcısı
Buluşmayı sonlandırırken, iyi örneklerden ve birbirimizden öğrenmek için de alan açtık. Pandemi dönemi başta olmak üzere, bizlere ilham veren iletişim çalışmalarını paylaştık. “Güçlendirici, onarıcı ve/veya dönüştürücü iletişimin ve dayanışmanın önemini bir kez daha fark ettim bu dönemde.” yanıtını veren katılımcı, hepimizin duygularına tercüman olmuştu. Eğer bir derdimiz varsa, bunu ancak birlikte gündeme taşıyabilir, birlikteliğimizden aldığımız güçle eğitimin gündemini şekillendirebilirdik.
Çalışma alanlarımız ne kadar farklı olursa olsun, “Eğitimi Nasıl Konuşmalı?” Buluşması’na eğitimi dert edinen kurumlarla ortak sorunlarımız üzerine birlikte düşünmek, kamuoyunda çalışmalarımızı görünür kılma yolunda attığımız ilk adımdı. Bu yolculuğun uzun olacağını biliyoruz ve bir başlangıç yapabildiğimiz için mutluyuz. Bir ağ olmanın getirdiği birbirinden öğrenme halini, iletişim faaliyetleri için de sürdürmek istiyoruz. Deneyimlerimizi paylaşmanın, başta eğitim alanında çalışan kurum ve inisiyatifler olmak üzere, tüm sivil alana iyi geleceğini umuyoruz.
*Bu yazının orijinali Eylül 2020-Aralık 2021 Öğretmen Ağı Faaliyet Raporu’nda yayınlanmıştır.
Fulden Ergen Hakkında
Fulden, kendini bildi bileli siyaseti ve uluslararası politikayı anlamaya ilgi duyuyordu. Bu yüzden ODTÜ’de Uluslararası İlişkiler okudu. Lisans hayatı boyunca sosyal bilimlerin başka alanlarına da merak saldı, bu merakı gidermek için Mantık ve Bilim Felsefesi yan dal programını tamamladı. Siyaset bilimine dair birikimini genişletmek ve farklı bir bakış açısı kazanabilmek adına, Erasmus programı kapsamında Almanya’nın Marburg kentindeki Marburg Philipps Üniversitesi’nde bir dönem siyaset bilimi eğitimi gördü.
Lisans hayatında toplumsal meselelere duyduğu ilgi ve daha adil bir yaşam kurma isteği Fulden’i toplumsal cinsiyet, insan hakları, toplumsal bellek ve dijital iletişim alanlarında çeşitli oluşum ve kuruluşlarda savunuculuk yapmaya itti. Sivil alandaki deneyimini 2013 yılında profesyonel olarak sürdürmeye karar verdi. Denge ve denetleme sisteminin sağlanması için bir araya gelen sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Denge ve Denetleme Ağı’nda Dijital İletişim Koordinatörü olarak çalıştı. Dijital iletişim alanındaki deneyimini geliştirmek ve bu alanda uzmanlaşmak üzere, 2016’da İsveç’e gitti. Uppsala Üniversitesi’ndeki Dijital Medya ve Toplum yüksek lisans programını 2018’de tamamladı.
Fulden, en çok yeni olanı keşfetmeye duyduğu tutkudan besleniyor. Hayatında her zaman dijital iletişim üzerine okumaya, araştırmaya ve üretmeye yer açıyor.
Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.