Pt, 11/25/2024 - 13:31 tarihinde burcuhoca.t@ho… tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Adhokratik Topluluğundan…

Yazarlar: Merve Sarılı Kaya, Miray İşler, Merve Kablan, Dağlar Çilingir, Burcu Aslan, Züleyha Kaplanoğlu, Sevim Sarıyıldız, Elif Yılmaz, Esra İçtüzer Şener

1.Kısım 

Kavramsal Çerçeve 

Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti hükümdarı Rafael Trujillo'nun emriy le vahşice öldürülen üç siyasi aktivist olan Mirabal kardeşleri onurlandırmak için seçilmiş olan 25 Kasım tarihi, o günden beri toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele günü olarak anılmaktadır.

1995 yılında Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nda kabul edilen Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’na göre kadına karşı şiddet, kadının insan hakkının ihlalidir. Tüm dünyada toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusunda sorunlar olsa da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye %38’lik oran ile Arjantinden sonra 27 OECD ülkesi arasında ikinci sırada yer alıyor. Buna ek olarak Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2024 Ekim ayı şu ana kadar bir ayda gerçekleşen en yüksek kadın cinayeti sayısının rapor edildiği ay oldu ve raporlanan kadın cinayetlerinin %40’ı kadınların evli oldukları erkekler tarafından ve evlerinde gerçekleştirildi. Bu kadınları unutmamak ve Türkiye’de kadına yönelik şiddetin hayattan kopardığı kadınların anısını yaşatmak için ise Anıtsayaç her gün güncelleniyor. 

Kadınlar, cinsiyetleri sebebiyle evde, sokakta, okulda, iş yerlerinde sistematik bir şekilde erkek şiddetine maruz kalmaya devam ediyor. Kentli “modern” kadın da taşradaki kadın da engellilik, ırk, din, sınıf, etnik köken, cinsel yönelim gibi kesişimlerle yoğrulmuş şiddet sarkacında benzer şekilde salınıyor. Dolayısıyla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, her sınıftan, eğitim düzeyinden kadını etkileyen derin ve katmanlı bir mesele.

Kadına yönelik şiddetin son bulması; ilgili uluslararası sözleşmelere taraf olunarak verilmiş taahhütlerin yerine getirilebilmesi için yasaların yapılması, bu yasaların tam ve doğru şekilde uygulanması, cezasızlığın ortadan kaldırılması ve en önemlisi de toplumsal olarak köklenmiş cinsiyetçi normların dönüştürülmesiyle mümkün. Bu normları dönüştürmek ise yalnızca çok paydaşlı bir planlama ve işbirliği ile yapılabilir. Bunun için toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi konusunda erkeklik çalışmalarının yapılması da büyük önem taşıyor. Ayrıca Türkiye’de bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları ile kamunun sıkı temas kurması ve işbirlikleri geliştirmesi gerekiyor. Zira bu konuda geç kalınan her an hayati değerde. 

Türkiye’de binlerce kadın toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele ederken eğitimciler olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Topluluğu olarak kaleme aldığımız bu yazıda, şiddetle mücadele konusunda çocuklarla ve gençlerle ne tür çalışmalar yapabileceğimize dair fikir ve öneriler geliştirmeyi hedefliyoruz. Her duyduğumuz kadına yönelik taciz, şiddet, cinayet haberi canımızı yakıyor. Sözümüzü söylerken şiddetin karşısında sesimizi yükseltme ihtiyacının yanında, bununla mücadele etmenin yolları üzerine kafa yoruyoruz. Şiddeti önlemek için alınması gereken yapısal eylemlere ek olarak şiddetin karşısına nezaket ve güveni inşa etmenin de önemli bir yol olduğunu düşünüyoruz. Ayrımcılık ve önyargı karşıtı bir eğitimin, hak temelliliğin, sosyal duygusal becerilerin geliştirilmesinin şiddetsizlik ortamına katkı sağlayacağına inanıyoruz. 

2.Kısım 

Peki, biz ne yapıyoruz? Şiddetle nasıl mücadele ediyoruz? Okullarda yaptığımız iyi örnek ve uygulamalar neler?

Okullarda şiddetle mücadelede, eğitimin uygulanış biçiminin kapsayıcı ve eşit şekilde planlanması, eğitim alanının doğru kurgulanması ve  konuya ilişkin, ihtiyaca yönelik, eğitime entegre ek programlar geliştirilmesi gerekiyor. Bunların hayata geçirilebilmesi içinse hem eğitimcilerin hem de öğrencilerin ve velilerin dahil edildiği çok paydaşlı bir yaklaşımla hareket etmek büyük önem taşıyor. 

Öncelikle eğitim-öğretim yılı başında ve etkinlikler/çalışmalar öncesinde öğrenci ya da veli gibi tüm paydaşlarla “Birlikte Yaşama Sözleşmesi“ hazırlamak eğitimin beraber yaşayabilme amacına fayda sağlıyor. Öğrenciler ve/veya paydaşlar, bu sözleşme sayesinde eğitim alanına  kendileri de motive olarak dahil oluyorlar. Hak ve özgürlüklere saygı kavramının derinleşmesi için de bu temsili sözleşmeler oldukça önemli bir işleve sahip oluyor. 

Eğitim ortamındaki eşit söz dağılımı ve kapsayıcılık da eğitim alanında şiddetin üretilme ihtimalini azaltıyor. Şiddeti ve ayrımcılığı azaltmak üzere çocuklarla ve gençlerle çalışırken tam ve eşit katılımı sağlamak, karar alma ve kural belirleme süreçlerinde temsiliyete saygı göstermek; çocukların ve gençlerin doğru iletişim becerileri edinerek eğitim alanlarında var olabilmesini sağlıyor. Kendini iyi ifade edebilmek, doğru iletişimi kurabilmek ve var olabilmek de şiddetin yaşanmadığı güvenli bir eğitim ortamı yaratmak açısından faydalı oluyor. Şiddetin önlenmesi için eğitimcilerin çocuklara ve gençlere yaklaşımı büyük fark yaratıyor. Pozitif davranışları desteklemek amacıyla yürütülen çalışmalar, öğrencilerin olumlu davranışlar geliştirmelerini teşvik ediyor. Böylece, negatif davranışlar yerini sağlıklı alışkanlıklara bırakıyor. 

Okullarda eğitim programına entegre edilen, öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak üretilmiş çeşitli programlar ve içerikler şiddetin önlenmesinde önemli bir yer tutuyor. Bu programlar, eğitimcilere şiddetle mücadeleye yönelik etkili araçlar sunuyor ve öğrencilerin duygusal, sosyal ve davranışsal gelişimlerine katkı sağlıyor. Örneğin okul temelli sosyal ve duygusal öğrenme programları (Social and Emotional Learning), öğrencilerin duygusal farkındalıklarını artırarak, empati kurma becerilerini ve problem çözme yeteneklerini geliştiriyor. Bu tür programlar, öğrenciler arasındaki şiddeti azaltmada büyük rol oynuyor çünkü öğrenciler, hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını anlama ve yönetme konusunda daha başarılı hale geliyorlar. 

Eğitim ortamlarında yapılandırılmış içeriklerle eşitsizliklerin sebeplerini ve etkilerini öğrenirken, cinsiyet rolleri ve kalıp yargılara eleştirel bakış açısı kazanmak ve şiddetin çeşitlerinin farkına varmak şiddetle mücadelede bütünlüklü bir bakış sunuyor. Bu eğitimler; sınıf içinde cinsiyetçi ifadelerden kaçınılmasını ve eşitlik temelli yaklaşımların uygulanmasını kolaylaştırıyor. Buna ek olarak rol oyunlar ve drama çalışmaları, çocukların ve gençlerin empati kurabilmesini sağlayarak şiddetle ilişkili sorunlara kendi çözümlerini üretebilmeleri için onları teşvik ediyor. Aynı zamanda tartışma gruplarına alan açarak toplumsal cinsiyet rolleri, eşitsizlik, şiddetin nedenleri ve sonuçları gibi konularda öğrencilerin düşüncelerini paylaşabileceği güvenli bir ortam oluşturmak da konuya ilişkin daha derinlikli bir yaklaşım sağlıyor. 

Bunlara ek olarak akran zorbalığına ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen eğitimler ve atölye çalışmaları, öğrencilere şiddetin zararları hakkında bilinç kazandırıyor. Bu etkinlikler, şiddetin sonuçları, empati ve güven kavramları üzerine yoğunlaşarak, öğrencilerde duyarlılık oluşturuyor. Öğrenciler, şiddetin hem fiziksel hem de duygusal zararlarını daha iyi anlayarak, bu tür davranışlardan kaçınma konusunda motive oluyorlar.

Ayrıca spor ve sanat yoluyla öğrenciler arasında dayanışma ve eşitlik sağlanması, şiddete yönelme riskinin azaltılmasında rol oynuyor. Karma spor takımları, özellikle cinsiyet temelli ayrımcılığı ve önyargıları kırma amacı taşıyor. Spor aktivitelerine kız çocuklarının dahiliyetinin sağlanması ise hem kız çocuklarını güçlendiriyor hem de beden farkındalıklarını artırıyor.

Şiddetin nedeni gibi çözümü de katmanlı ve çok paydaşlı bir yaklaşımı mecbur kılıyor. Bu yüzden eğitimcilerin yanısıra genç/çocuk akranların ve ebeveynlerin de dahiliyeti büyük önem taşıyor. Örneğin; ebeveyn, öğretmen, öğrenci katılımlı sınıf buluşmaları ve sohbetleri önleyici etkinliklerin başında geliyor. Sağlıklı iletişim kurma basamakları çoğu zaman ebeveynlerin de kendilerini keşfetmeleri için bir yol açıyor. Okullarda yapılan çalışmalarda ailelerin sürece dahil edilmesinin, şiddetin önlenmesinde önemli bir etkiye sahip olduğu gözlemleniyor. Okullar, ailelerle iletişim halinde kalarak öğrencinin hem okul hem de ev ortamında uyumlu davranışlar geliştirmesi için ortak bir yaklaşım benimseyebiliyor. Özellikle riskli davranış gösteren öğrenciler için ailelerle birlikte çalışma yapılması şiddet riskini azaltmada etkili oluyor. Okullarda öğrenci merkezli başlayan bu çalışmaların, ailelerle kurulan işbirliği sayesinde, aile içindeki şiddetsizliğin sağlanabilmesi adına olumlu etkisi olduğu da ayrıca gözlemleniyor. 

Akranların birbiriyle iletişimlerinden öğrenebilecekleri alanlar açmak da şiddetin önlenmesinde büyük önem taşıyor. Örneğin, Akran Nezaketi Programı, öğrencilerin duygu ve ihtiyaçlarını doğru iletişim yöntemleriyle öğrenmelerine yardımcı oluyor. Bu tür çalışmalar, şiddetin önlenmesinde güçlü bir destek sağlıyor ve öğrenciler arasında daha saygılı ve anlayışlı bir atmosfer yaratıyor. Yine akran arabuluculuğu programları da okullarda şiddetle mücadelede etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. Bu program sayesinde öğrenciler, akranları arasındaki çatışmalarda uzlaştırıcı bir rol üstleniyor. Akran arabuluculuğu eğitimi almış öğrenciler, sorunları öğretmen veya okul yöneticisi müdahalesi olmadan çözebilecek becerileri kazanıyorlar. Bu durum, olası şiddet durumlarının önüne geçilmesini sağlıyor ve okulda daha barışçıl bir ortam oluşmasına katkı sunuyor.

Bahsi geçen tüm bu programların başarısı ise öğretmenler ve okul danışmanları gibi eğitimcilerin aktif katılımına bağlı. Öğretmenlerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve akran zorbalığı gibi konulardaki gelişimlerini destekleyecek gelişim alanları bulabilmeleri, çeşitli programları eğitim alanlarına entegre edebilmeleri için çok önemli. Bunun içinse öğretmenlerin ömür boyu öğrenme isteğini diri tutmak, diğer öğretmenlerle paylaşım yapabilecekleri alanlar oluşturmak ve ortak eğitimler planlayabilmelerini sağlamak gerekiyor.

3.Kısım 

Kaynak önerileri, dijital veya basılı, yazılı görsel video vs öneriler 

Sınıf İçi Kaynak Önerileri: 

İngilizce Ders Planları: 

Websiteleri: 

Oyunlar:

Broşürler: 

Kitap Önerileri: 

Barış ve barış kültürü üstüne çocuk kitapları:

  • Ferdinand – Pena Yayınları
  • Dişe – Diş – Uçan Balık
  • Zafer Kimin? – Uçan Balık
  • Şiddetsizlik – Çıtır Çıtır Felsefe
  • Cecü’nün Yer Cüceleri – YKY
  • Barışçıl – 1001 Çiçek
  • Düşman – Ginko Çocuk
  • Ateş Hattı – Desen
  • İnsanlar Neden Savaşır – YKY
  • Neden – Gergedan
  • Gökte bir Tekne – Can Çocuk
  • Savaş Neleri Sevmez – Meav

Toplumsal cinsiyet eşitliği üstüne çocuk kitapları:

  • Kıpır Kıpır – Marsık Yayınevi
  • Bu Benim Dansım – Beta-Kids
  • Benim Annem Başka – Can Çocuk 
  • Kül Prensi – Kuraldışı Yayınevi
  • İsyankar Cadı – Yazılama
  • Küçük Feministin El Kitabı – Güldünya Yayınevi
  • Damdaki İnek – Mandolin Yayınevi
  • Özgür – Taze Kitap
  • Annem Uzaya Gidiyor – Günışığı Yayınevi
  • Eyvah Babam Şiir Yazıyor – Günışığı Yayınevi
  • Dünyayı Değiştiren 26 Asi Kadının Hikayesi: Kadın Savaşçılar – Yabancı Yayınevi
  • Dünyayı Değiştiren Olağanüstü Kadınlar – Büyülü Fener Yayınevi
  • İlham Verici Etkinliklerle Mucize Kızlar – Doğan Egmont
  • Erkek Adam Ağlar – Hippo Yayınları

Animasyon ve Filmler:

Suffragette (2015)