Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Patrick TomassoUnsplash

Edebiyat “Mültecilik Halleri”ne Tercüman Olabilir mi? Daha İyi Bir Dünyaya Kapı Aralayabilir mi?

Yazarlar: Kenan Çayır & Miray İşler

Kayıktaki Çocuk… Dönme Dolap… Yolculuk… Hoş Geldiniz… Taştan Adımlar…

Bunlar, son yıllarda sayıları artan mültecilik temalı çocuk edebiyatı kitaplarından bazılarının başlıkları. İnsanlığın yüzyıllardır biriktirdiği hikâyelere eklenen yeni hikâyeler. Çevremizde yaşanan savaşı, göçü, mülteci olmayı sanatsal alana taşımaya, insanlara ayna tutmaya çalışan hikâyeler.

Peki edebiyat “mültecilik halleri”ne tercüman olabilir mi? Mülteci olan, olmayan çocukların yaşananları anlamalarına ve anlamlandırmalarına yardımcı olabilir mi? Mültecilere karşı ön yargıları sorgulamaya yol açabilir mi? Bu hikâyeler daha iyi bir dünyaya kapı aralayabilir mi?

Yaşamak ve anlam üretmek insanlığın en kadim tutkusudur. İyi edebiyat, bu tutkuyu imgenin gücüyle birleştirir ve hikâyelerle görünür kılar. Bizi bize anlatır. Duyguları, hayalleri, fikirleri estetikle yoğurur. Yani içinden çıktığı toplumun gerçekliklerini aktarırken sanatın ve dilin bütün olanaklarını kullanır. Edebiyat bazen pejoratif anlamda “kurmaca” olarak nitelenir. Hikâyeler kurmacadır ama her hikâyenin toplumsallıkla güçlü bir bağı vardır. Hikâyeyi inşa eden yazarı, kullanılan dili, olayları, karakterleri, içinden çıktığı toplumdan bağımsız düşünmek zordur. Edebiyat toplumsallığın içinde şekillenir. Bu bağlamda edebi metinler toplumsal olayları, insanların tepkilerini, duygularını, acılarını anlamaya kapı aralar.

Pakrat Estukyan Ankara Öykü Günleri’nin bu yılki temasının “mültecilik halleri” olmasını bu açıdan çok yerinde bulur. Kaleme aldığı 2022 Dünya Öykü Günü Bildirisi’nde sanatın ve iyi edebiyatın işlevini şu çarpıcı sözlerle dile getirir:

“Bütün bu karanlıklar içinde sanat, insan aklının insan ruhunu yüceltmek için ürettiği emek olarak, başkasının acısını da görmeye devam etmemize, kötülüğe asla alışmamamıza çabalar. İyi edebiyat, yaşamın can evinden derlenmiştir, doğrudan duygularımıza, vicdanımıza, son kertede ise düşüncemize ışık tutar. Bu şekilde insana, insanı anlatır. Günlük yaşam telaşında görmediğimiz, duymadığımız, son tahlilde kaybettiğimiz empati duygusunu vicdanımıza yerleştirir.”

Son yıllarda mülteciliği odağa alan çocuk edebiyatı kitaplarının artışı, yaşananları çocuklara anlatmak isteyişimizi gösteriyor. Bu kitapların birçoğu farklı ülkelerden çeviri, bazıları ise Türkçe kaleme alınmış. Ortak noktaları ise belirli bir soruna kafa yormaları. Hepsinin iyi edebiyat olduğu söylenemez ama birçoğu Estukyan’ın dile getirdiği gibi “kötülüğe alışmamamız” için çabalayan hikâyeler. Mültecilik sorununu sınıfa taşımaya imkân verdiği için konuya duyarlı bazı öğretmenler tarafından eğitim ortamlarında da kullanılıyor. Ancak bu kitaplar üzerine yazılanların çoğunun hikâye incelemesi şeklinde olduğu görülüyor. Kitapların pedagojik olarak nasıl kullanılabileceğine yönelik pek bir kaynak yok. Öğretmenlerin deneyimlerinin derlenmesi, bu mültecilik öykülerinin edebiyatın estetik hazzını yok etmeden nasıl kullanılabileceğine dair yöntemler geliştirilmesi gerekiyor.

Bu tespitlerden yola çıkarak Öğretmen Ağı’nda sekiz kişilik Mültecilik-Öykü Topluluğu oluşturduk. Toplulukta “birlikte yaşam” adına edebiyatın gücünü ve işlevini okul ortamına taşımak isteyen öğretmenler için yöntem ve uygulama örnekleri sunmayı, podcastler, blog yazıları üretmeyi hedefliyoruz. Topluluğumuzun üyelerinden Aslı Gökgöz’ün çocuklarla “ortak hikâye” geliştirme deneyimini paylaştığı yazısında belirttiği gibi “resimlerle metnin el ele verdiği çocuk kitaplarında umutla sona eren hikâyelerin iyileştirici, dönüştürücü, keşfettirici bir etki” yaratabileceğine inanıyoruz. Yine Aslı Öğretmenin deyişiyle “Bir ders kitabında, haber metninde, çevresinden duyduğu, okuduğu anlatılarla geliştiremeyeceği empatiyi çocuk kitapları geliştirebilir. Çocuk kitapları etrafında düzenlenen bir atölye içeriği, öğretmenlerle öğrencileri yepyeni hikâyeler keşfetme yolculuğuna çıkarabilir.”

Umarız bu toplulukta üreteceğimiz blog yazıları, atölye içerikleri, öğretmenlere önereceğimiz kitaplar ve kitapları kullanmaya dönük önerilerle hep birlikte edebi bir keşif yolculuğuna çıkarız… Estukyan’ın dediği gibi “İnsan insanı anlasın, vicdanlar pas tutmasın, kötülük kendi karanlığında boğulsun, iyilik hüküm sürsün diye…”


Kenan Çayır Hakkında

Kenan Çayır İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi ve Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürüdür. Çayır, Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. Doktora derecesini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden aldı. İngiltere’de Leeds Üniversitesi Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Merkezi’nde ve Almanya’da Georg-Eckert Uluslararası Ders Kitapları Enstitüsü’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. Avrupa Konseyi ve EIP Sloveyna’nın ortaklaşa düzenledikleri insan hakları eğitimi seminerlerine ve Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü’nün eğitici eğitimi seminerlerine katıldı; bu alanda sertifikalar aldı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Eğitim Reformu Girişimi’nin birlikte düzenledikleri “Düşünme gücü” adlı öğretmen eğitimi projesinde uzman eğitici olarak çalıştı. Ders kitapları, yurttaşlık, insan hakları eğitimi üzerine çalışmakta, Öğretmen Ağı’na içerik danışmanlığı yapmaktadır. Çalışmalarından bazıları şöyledir: “Biz” Kimiz? Ders Kitaplarında Kimlik, Yurttaşlık, Haklar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2014); Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, M. A. Ceyhan ile birlikte der.); Ayrımcılık: Örnek Ders Uygulamaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, A. Alan ile birlikte der.); Eğitim, Çatışma ve Toplumsal Barış: Türkiye’den ve Dünyadan Örnekler (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2010).


Miray İşler Hakkında

1987 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nden 2008 yılında mezun oldu. Aynı yıl, Balıkesir’in Bandırma ilçesinde göreve başladı. 15. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda “Bir Hikayem Var” adlı çalışmasıyla yer aldı. Halen, Şehit Pilot Üsteğmen Cemil Kaya Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmeni olarak görev yapmaktadır.


Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.