Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Öğretmen Ağı Yaz Buluşması, 2019

Bir Ağ Olma Deneyimi: Ağ’ın Özgün Yapısı, Adhokratik İşleyişi ve Değerler

Yazar: Kenan Çayır

“Bu biçimiyle çalışmak şahsen bana düz ovada koşmak hissi veriyor. Daha özgür ve iradi davranmak benim için önemli.”

Öğretmen Ağı’nın İçerik Danışmanı olarak Değişim Elçisi öğretmenlere her ayın başında bir mesaj gönderiyorum. Bu mesajların amacı, yapıp ettiklerimizi bir adım dışarıdan bakıp anlamlandırmak, Ağ’daki çalışmalarımızın ürettiği değeri birlikte tanımlamak. Yukarıdaki alıntı ise, kuruluşundan bu yana Ağ’da bulunan Değişim Elçisi öğretmen Gökhan Atik’e ait. Atik, “Bu biçimiyle çalışmak” derken neyi kastettiğini de bir önceki cümlesinde belirtmiş: “Adhokratik düzen.”

Adhokratik işleyiş Öğretmen Ağı’nın en önemli niteliklerinden biri. Adhokrasi, tıpkı bürokrasi gibi, örgütlenme kültürüyle ilgili bir kavram. Ağ’ın yapısını geliştirirken bir şeyden emindik: Ağ hiyerarşik, tanımlı, klasik bürokratik bir yapı olmayacaktı. Zira bürokratik bir örgütlenme yapısı, eğitim süreçlerinin esnekliğine, öğretmenlerin inisiyatif almasına ve çözümler geliştirmesine yeterli imkanı tanımıyordu. Bu nedenle Ağ’ın adhokratik bir şekilde işlemesine karar verdik. Adhokrasi hiyerarşik ve tanımlı görevler yerine, belirli bir amaç doğrultusunda bir araya gelen, dağılan; sonra başka bireylerle tekrar bir araya gelen gruplardan oluşan işleyişi anlatmak için kullanılır. Kavramın kökenindeki Ad hoc Latince “amaca özel” gibi bir anlama sahiptir. Adhokratik işleyiş, bürokrasiden farklı olarak daha yatay ilişkilerle bir araya gelen, esnek çalışan grupları içerir.

Gökhan Atik’e “düz ovada koşma hissi”ni veren işte bu adhokratik işleyiş; çünkü bu işleyiş sayesinde Gökhan Öğretmen, Türkiye’nin farklı illerinde bulunan öğretmen arkadaşlarına dönüp “Arkadaşlar, “uzaktan eğitimde 1. sınıflara okuma yazmayı nasıl öğreteceğiz?” diye seslenip bu konuda bir adhokratik çalışma grubu oluşturmak istediğini söyleyebiliyor; Ağ’daki paydaşlardan da beslenip ihtiyaca yönelik çözümler geliştirebiliyor.

Benzer şekilde Hatay, Mersin, Kocaeli ve İstanbul’da farklı branşlarda görev yapan ve Ağ’da tanışan beş Değişim Elçisi öğretmen, eğitimin sorunları kadar felsefesinin de tartışılması gerektiğine inanarak, “Eğitim felsefesini tartışmak üzere bir grup oluşturuyoruz.” diyebiliyor ve çalışmaya başlayabiliyor. Grup, eğitim-öğretim yılı sonuna kadar yedi kez buluşmayı, zaman zaman Kolaylaştırıcı Ekip’in de desteğiyle uzmanlarla bir araya gelmeyi planlıyor ama zaman ne gösterir bilinmez; zira bu çağrıyı yapan öğretmenler kendi entelektüel yolculuklarını kendileri belirliyor. Ağ’ın adhokratik işleyişi doğrultusunda bir başka örnek olarak Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik grubundan bahsedilebilir. Ağ’da bulunan Psikolojik Danışman ve Rehberler, uzaktan eğitimin ardından okullarına döndüklerinde okula nasıl adapte olacakları ve motivasyonlarını nasıl koruyacakları sorusuna, Ağ’da halihazırda uygulanan Tasarım Odaklı Düşünme metodolojisiyle yanıt aradılar. Bu arayışın sonucu, öğretmenlere yönelik bir atölye ile çocuklarla uygulanabilecek 15 uygulamanın yer aldığı Yeni Dönemde Okula Uyum Kitapçığı: Öğretmenlere ve Öğrencilere Yönelik Yaratıcı Çözümler başlıklı çalışma oldu. Kitapçık, Değişim Elçisi öğretmenler, Ağ’ın paydaşları, çeşitli il ve ilçelerdeki Millî Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla yüzlerce öğretmene ulaştı.

Adhokratik işleyiş, eğitim süreçlerinde bize iki önemli boyutta alan açıyor:

İlk boyut öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimleriyle ilgili. Bu konuda Türkiye’deki hakim anlayış öğretmenleri sıklıkla “eğitilmeleri gereken bir meslek grubu” olarak konumlandırıyor, öğretmenlerin yetersizliğine vurgu yapıyor. Bu anlayış öğretmenlerin bilgilerini, deneyimlerini ve çözüm üretme konusunda inisiyatif alma becerilerini göz ardı ediyor. Öğretmen Ağı’nın adhokratik işleyişinde ise öğretmenler kendi ihtiyaçlarını tespit edebiliyor, Değişim Elçisi öğretmen topluluğunu çevreleyen Ağ paydaşlarından beslenebiliyor, Gökhan Öğretmen’in sözleriyle ifade edilecek olursa “özgür ve iradi” davranabiliyor.

Adhokratik işleyişin eğitim süreçlerinde alan açtığı ikinci boyut ise, eğitim materyallerinin ve geliştirilen çözümlerin niteliği. Eğitimin kitleselleşmesi ile birlikte materyaller de, çözümler de standartlaşabiliyor; ancak bugün toplumsal yaşam hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor ve sorunlar karmaşıklaşıyor. Dolayısıyla standart materyaller yetersiz kalıyor. Öğretmen Ağı’nda gerek yukarıda bahsettiğim, belli bir temaya odaklanan adhokratik çalışma grupları, gerek belirli bir soru etrafında bir araya gelen Yaratıcı Problem Çözme Programı katılımcıları hiçbir zaman çözümü peşinen bilmiyor ama bu süreçte diğer öğretmenlerle ve farklı alanlardan paydaşlarla birlikte düşünüyor, çözüm tasarlıyor, pilotluyor ve geliştiriyor. Amaca yönelik bir araya gelinen bu süreç, bize eğitimin standartlaştığı bir ortamda zanaatkârane bir üretim imkanı sağlıyor.

Öğretmenlerin deneyimleri Ağ’ın paydaşlarıyla buluşunca ihtiyaca yönelik nitelikli içerikler oluşuyor. Hatta bu üretim, doğası gereği hantal olan bürokratik yapıların aksine adhokratik işleyişle çok daha hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşiyor. Üretilen içerikler Ağ’ın ve paydaşların iletişim kanalları aracılığıyla kısa zamanda binlerce öğretmene ulaşabiliyor.

Tüm bu çalışmaların yürütüldüğü Ağ yapısının taşıyıcı kolonlarını ise şu beş temel değer oluşturuyor: Ayrımcılık yasağı, eşitlik ilkesi, kapsayıcılık, hak temelli yaklaşım ve hakkaniyet. Bu değerler birçok farklı ilden, branştan ve deneyimden öğretmenler ile eğitime destek veren paydaş kişi ve kurumlardan oluşan Ağ topluluğunun tutkalı ve pusulası. Ağ’daki tüm faaliyetlere zemin olan bu değerleri kısaca açıklayacak olursam:

Ayrımcılığı, gruplar arası eşitsizlikleri ve hiyerarşileri sürdüren davranışlar olarak tanımlıyoruz. Ağ’ın ayrımcılık yasağı değeri, hem bu eşitsizlikleri sorgulamayı hem de kapsayıcı ve hak temelli uygulamalar ile eşitsizlikleri azaltıcı eylemlerde bulunmayı içeriyor.

Eşitlikten, herkese eşit davranmayı değil, herkesin farklı ihtiyaçlarıyla eşit derecede ilgilenmeyi anlıyoruz. Bu ise hem toplumsal yaşamı hem de eğitim ortamlarını kapsayıcı ve hakkaniyetli bir şekilde düzenlemeyi gerektiriyor. Zira herkesin öğrenme hızı, yetenekleri, ilgi alanları farklı.

Eğitimin işlevlerinden biri bireylerin aidiyet geliştirerek potansiyelini açığa çıkarabilmesi ise kapsayıcılık. Bu sürecin en temel değerlerinden birini oluşturuyor. Bu nedenle Ağ’daki tüm faaliyetlerde gruplar arası hiyerarşiyi üreten “acımacı”, “korumacı” yaklaşıma karşı hak temelli bir yaklaşımı hayata geçirmeye çalışıyoruz.

Hak temellilik değeri ile herkesin insan hakları ve eşit yurttaşlık temelinde eğitime ve toplumsal yaşama katılımını savunuyoruz.

Eğitim bir vakumda gerçekleşmiyor. Eğitim süreçleri kendisini çevreleyen toplumsal ve siyasal gelişmelerden etkileniyor. Günümüz toplumlarının sorunları düşünüldüğünde, bu değerleri pratiğe geçirmenin bir süreç gerektirdiğinin farkındayız. Ağ’ın özgün yapısı ve işleyişi tam da bu yüzden önemli. Zira değerlerimiz ve bu değerler zemininde oluşacak nitelikli eğitim ancak ve ancak öğretmenlerin deneyimine alan açan, adhokratik bir şekilde işleyen, farklı alanlardan paydaş kişi ve kurumlar ile öğretmenlerin birlikte çalışmasını ve üretmesini sağlayan bir ağ yapısıyla mümkün.


Kenan Çayır Hakkında

Kenan Çayır İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi ve Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürüdür. Çayır, Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. Doktora derecesini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden aldı. İngiltere’de Leeds Üniversitesi Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Merkezi’nde ve Almanya’da Georg-Eckert Uluslararası Ders Kitapları Enstitüsü’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. Avrupa Konseyi ve EIP Sloveyna’nın ortaklaşa düzenledikleri insan hakları eğitimi seminerlerine ve Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü’nün eğitici eğitimi seminerlerine katıldı; bu alanda sertifikalar aldı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Eğitim Reformu Girişimi’nin birlikte düzenledikleri “Düşünme gücü” adlı öğretmen eğitimi projesinde uzman eğitici olarak çalıştı. Ders kitapları, yurttaşlık, insan hakları eğitimi üzerine çalışmakta, Öğretmen Ağı’na içerik danışmanlığı yapmaktadır. Çalışmalarından bazıları şöyledir: “Biz” Kimiz? Ders Kitaplarında Kimlik, Yurttaşlık, Haklar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2014); Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, M. A. Ceyhan ile birlikte der.); Ayrımcılık: Örnek Ders Uygulamaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, A. Alan ile birlikte der.); Eğitim, Çatışma ve Toplumsal Barış: Türkiye’den ve Dünyadan Örnekler (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2010).



Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.