Bir Gelenek Oluşturmak
Yazar: Gökhan Atik
Bugünlerde herhangi bir konuda yazı yazarken ya da konuşurken pandemi sürecinden ve etkilerinden bahsetmemek imkansız halde. Ekonomiden, siyasetten, tarımdan, eğitimden, sanattan, sinemadan; kısacası fikri ve fiili üretimin yapıldığı hangi alan aklınıza gelirse gelsin eğer ondan konuşacaksınız mutlaka bu küresel salgından ve onun etkilerinden bahsetmek zorundasınız.
Bu, yani salgın, eğitimde de kaçınılmaz bir etki. Her şeyde bir altüst oluş yaşandığı gibi eğitimde de yaşandı. Akşamdan sabaha, dünden bugüne yani birdenbire ve neredeyse yabancısı olduğumuz yeni bir yöntemle tanışmak zorunda kaldık. Bunun adı “uzaktan eğitim”. Ben burada uzaktan eğitimi ve onun durumunu konu etmeyeceğim. Esas üzerinde durmak istediğim şey, Öğretmen Ağı’nın geleneksel hale getirdiği Yaz Buluşmaları ve onun son şekli olan 2020 Dijital Yaz Buluşması’dır. Bir topluluk oluşturmak, o topluluğa bir felsefe kazandırmak, ilke ve prensiplerini belirlemek ne kadar zor ise; o topluluğa bir gelenek kazandırmak da o kadar zordur. Gelenekler toplumların kadim geçmişlerinden süzülerek gelirler. Onun için bir kökleri, yaşanmışlıkları ve buna bağlı olarak da kültürleri vardır. Öğretmen Ağı gibi genç bir oluşum, çok kısa sürede kendisine ait bir felsefesi, sosyal mutabakatı, prensip ve ilkeleri olan bir gruba dönüştüğü gibi kendi geleneklerini yaratmakta hiç de küçümsenmeyecek adımlar attı.
Bundan önceki üç Yaz Buluşmasında, birçok öğretmen fiziksel olarak bir araya gelmişti ancak bu sene tüm çalışmalar dijitale taşınmak zorunda kaldı. Salgın beş duyu yeteneğimizden üçünü elimizden aldı. Dokunma, koklama ve tat alma. ‘Elimizden aldı’ dememdeki kasıt; uzaktan eğitim ve uzaktan üretim gibi yeni alışkanlıklarımızda bu yeteneklerimizi kullanmadan, sadece görme ve işitme üzerinden işlerimizi yapar oluşumuzdur. Öğretmen Ağı öncelikle kinestetik bir toplumdur. Kurduğu ilişkilerde sıcaklık, yakınlık, dostluk, sarılma gibi insani temelli şeylere çok önem verir. Bu topluluk birlikte yemek yer, birlikte koklar, birlikte tad alır. Bir arada olmanın hazzını ve birlikte üretiminin insan üzerindeki muazzam etkisini, paylaşmanın mutluluğunu yaygınlaştırır. Ancak dediğim gibi 2020 Yaz Buluşması’nda bu üç duyuşsal yeteneğimizden uzak olarak üretip paylaştık. Buna rağmen organize edilmesinden, ve uygulanmasından ilhamla yepyeni ve sağlam umutlar yarattı.
Üç yüze yakın öğretmen paydaş, vakıf ve STK insanını; çoklu toplantılar, eş zamanlı etkinlikler biçiminde ve elbette dijital olacak şekilde bir araya getirebilmek oldukça güçtür. Bu başarıldığı gibi salgına bağlı olarak, önümüzdeki süreçte zorunlu olarak uygulanacak olan “uzaktan eğitimin” ya da “hibrit modelin” geliştirilebileceğine ve daha efektif kullanılabileceğine dair umutları da güçlendirmiştir. Başında da bahsettiğimiz gibi hem yeni bir topluluk oluşturmak hem onun geleneklerini oluşturmak, felsefesini ve ilkelerini biçimlendirmek zor iken sürecin küresel bir salgınla akamete uğraması yeni zorlukları da eklemiş oldu. Ancak Öğretmen Ağı ta en başından beri hiç vazgeçmediği “tanış- beslen-paylaş” mottosu doğrultusunda hareket ederek, bu süreci de olabileceğinin en iyi şeklinde atlatmış oldu.
Sadece bununla da yetinmedi. “Burası tamamen bizim” teması ile şekillendirdiği bu geleneksel Yaz Buluşması’nda eğitimin en büyük öznesinin öğretmen olduğu gerçeğini de capcanlı ortaya koydu. Öğretmenler eğitim alanına dair sorunları başkalarının değil, kendilerinin konuşabilecekleri; usulünün de esasının da yine öğretmenler tarafından belirlendiği bu yeni mecrada kendilerini daha özgür, daha güvenli ve daha güçlü hissettiler.
Özcesi Öğretmen Ağı, öğretmenlerin yalnızlık hissinin giderilmesi ihtiyacından ortaya çıkmış canlı, organik, gelişken, etkin, eşitlikçi,kapsayıcı, demokratik ve adhokratik bir topluluktur. Tüm bunlar doğrultusunda öznesinin öğretmen olduğu, sözünün değerli bulunduğu ve fiilinin de desteklendiği bir yerdir. Ağ ya da Ağ insanlarının oluşturduğu bu prensip ve ilkeler ile geleceği şekillendirme, yeni ve çağın ruhuna uygun gelenekler oluşturma çabasındadır.
Küresel salgının kasıp kavurduğu şu günlerde dijital olarak gerçekleştirdiği “burası tamamen bizim” temalı 2020 Yaz Buluşması ile de her koşulda yoluna devam edeceğini göstermiştir.
Gökhan Atik Hakkında
10 Şubat 1976'da Erzincan’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi doğduğu yerde, Erzincan’da okudu. Kısa bir süre, yatılı okul deneyimi oldu. Bitlenince, yatılı okul macerası sona erdi. Erzincan depreminden sonra, lisenin son sınıfını Mersin’de okumak zorunda kaldı. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü bitiren Gökhan Atik, İstanbul ve Mardin’den sonra, tekrar İstanbul’a döndü ve hayatını burada sürdürüyor. Halen, Özel Yeşilköy Ermeni Okulu’nda Türkçe öğretmenliği yapmaktadır. Öğretmen Ağı Değişim Elçisidir.
Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.