Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Fotoğraf: Faris Mohammed, Unsplash

Fiziksel Olarak Değil; Duygusal Olarak Nasılsın?

Yazarlar: Aysel İnce, Şerife Kiremitçi

“Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.”

Biz Van’ın bir dağ köyünde, pırıl pırıl öğrencilerinin kocaman gülümsemelerine vesile olmak ve onların her bakımdan gelişimlerine katkı sağlamak için çabalayan iki köy öğretmeniyiz. Köyümüzün yaşam şartları çok ağır ama biz sevginin, umudun yeşerdiği her yerde tüm zorlukların aşılacağına inananlardanız.

Bundan bir ay önce Öğretmen Ağı’nda Türkiye’den 20 öğretmenin katılım gösterdiği, 1 Çözüm 10 Sınıf Programı kapsamında yapılan, Değişim Elçisi Esin Yılmaz’ın yürütücülüğündeki “Öğretmenden Öğretmene: Dijital Çözüm Duygu Duvarı” atölyesine katıldık. Atölyenin ardından, Duygu Duvarı’nı, iki öğretmen birlikte okulumuzdaki öğrencilerimize uygulamaya başladık. İyi ki de başladık. O kadar gerekliymiş ki, eksikliğini biricik öğrencimiz Uğur ile anladık.

Sene başında her bir yanından neşe saçan Uğur, bir anda durgunlaşmıştı. Ne desek, ne yapsak ona ulaşamamıştık, gözleri dolmuştu, derdini bizimle paylaşmak istemedi. Ailesi ile iletişime geçene kadar tüm neşesi bitmişti.

Oysa o zamanlar Duygu Duvarı uygulamasının farkında olsaydık ona da ulaşabilirdik. Belki o dönemde Uğur’un güzel yüreğine dokunamadık ama bundan sonra nice Uğurlara yetişeceğiz, söz verdik kendimize.

Köyümüzde internet erişiminde pek sıkıntı çekmeyecek 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinden oluşan 20 kişilik karma bir grup oluşturduk. Köyümüzün isminin aynı zamanda projemizde yer almasına karar verdik. “Bilgi’nin Duygu Duvarı” projemizi okulumuz öğrencilerine 25 gün boyunca uyguladık ve inanılmaz çıktılar elde ettik. İlk onaran çemberimizi on dört gün sonunda WhatsApp üzerinden görüntülü olarak yapmaya çalıştık.

Fiziki şartlar sebebiyle ulaşamadığımız öğrencilerimiz oldu. Ama görüşebildiğimiz öğrencilerdeki değişim göz kamaştırıcıydı. Öncesinde çocuklarımız sadece hissettikleri duygularını işaretliyor, ancak sebeplerini ayrıntılı bir şekilde paylaşmaktan çekiniyordu. Görüşme sonrasında ise sünger o kadar güzel havalandı ki. Duygularına sebep olan yaşantıları uzun uzun paylaştılar bizimle. Bu proje çocuklarımızın bize olan güvenini, kendilerini yalnız hissettikleri bu pandemi sürecinde iletişimimizi daha da kuvvetlendirdi.

Onları kendi evlatlarımız gibi gördüğümüzden olsa gerek, duygularının tümüne ulaşabildik. Canımızdan bir parçaydılar ve onları neyin mutsuz, neyin huzursuz ettiğini Duygu Duvarı sayesinde onlarla birlikte öğrendik. Sonra o olumsuz duygular ile nasıl baş edebileceğimizi öğrendik, her bir duyguyu doruklarına kadar yaşayıp üstesinden geldik. Gelecek hayatlarına sağlam adımlar attıklarını görmek bizleri çokça gururlandırdı.

Bu süreç içerisinde çocukların duygularını, yaşadıklarını ifade ettikleri bazı cümleler çok güzel çıkarımlar elde etmemizi sağladı. Tüm bu cevapları sınıf düzeyine göre değerlendirdik. Minik kalpler kocaman duygular barındırıyormuş meğer. Bazıları taşıyabilmiş bu duyguları, bazıları sığdıramamış içine, fark etmemiş bile. Bu yüzden ufak bir el uzatmış olduk güneş yüzlü çocuklarımıza.

“Mutlu, keyifli, heyecanlı ama bir yandan da üzgünüm. Bana bu duyguları hissettiren olay tabiki de Ramazan’ın bitmesi ve bayramın yaklaşması. Üzgün olmamın sebebi ise koronavirüs nedeniyle her bayramda yaptığımız şeyleri yapamayacağız. İnşallah en kısa sürede her şey düzelir.”

“Mutlu, umutlu ve keyifliyim. Bana bu duyguları hissettiren şey öğretmenlerim. Bizim için ellerinden geleni yapıyorlar. Çok teşekkür ederim, sizleri çok seviyorum değerli öğretmenlerim. ❤”

“Şefkatli ve mutlu hissediyorum. Yolda yürürken bir kedi gördüm ve çok tatlıydı, onu görünce çok mutlu oldum ve evime getirdim, ona süt verdim. Sonra da gitti. “

“Dikkatli hissediyorum. Çünkü bugün arkadaşım bana bir sır verdi. Onu dikkatle saklayacağım. “

“Daralmış ve dertli hissediyorum. Dersleri televizyondan izlemek yeterli olmuyor. Derslerimin bazılarında zorlanıyorum.”

“Benim babam çoban. Bugün dağdan geldi. O yüzden çok mutluyum çünkü onu çok özlemiştim. “

“Hassas ve daralmış hissediyorum. Abimle sürekli tartışıyoruz.”

“Sıkıldım çünkü artık okuyacak kitabım kalmadı.”

“Çok mutluyum, bugün en sevdiğim yemek vardı. “

“Üzgünüm. Okullar kapandı, mezuniyet olmayacak, artık arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi göremeyeceğim.”

Köyde internete erişim problemi, tüm öğrencilerimiz ile ikinci onaran çemberimizi yapmamıza engel olmadı. Pandemi günlerinde sosyal mesafe kuralına dikkat ederek açık havada bir araya geldik. Sosyal mesafeden dolayı sarılamadık belki ama duygularına kocaman sarıldık, hissettik. Neyse ki duygularımız arasında sosyal mesafe yoktu. Proje süresince elde ettiğimiz deneyimleri paylaştık, oyunlar oynadık, kahkahalar attık.

“Düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız ise hayatımızı etkiler.” sloganı ile yola çıktık, zaman zaman yarıda bırakıp çocuklarımızın devam ettirmesini ve olay örgüsündeki tüm duyguları keşfetmelerini istediğimiz hikâyeler ile gelişimlerini izledik. Artık duygudaşlık kurabilmek onlar için daha kolay hale geldi.

Son onaran çemberimizde çeşitli uygulamalara ve oyunlara yer verdik. En sonda da çocuklarımızdan süreci değerlendirmelerini sözlü olarak ifade etmelerini istediğimizde şöyle yanıtlar aldık.

“Kimse bize gün sonunda günümüzün nasıl geçtiğini, neler hissettiğimizi sormuyordu. Gönderdiğiniz formlar bize nasıl hissettiğimizi sordu ve bize değerli olduğumuzu hissettirdi.’’

“İsimlerimizin gizli olması, takma isimler kullanmamız bizi oldukça güvende hissettirdi. Günlük tutuyormuşuz gibiydi.”

“Çoğu duygumun ismini bilmiyormuşum. Yeni duygular öğrendim. Artık hepsinin ismi var.”

“Her sinirlendiğimde herhangi bir şeye tekme atarak sakinleşmeye çalışıyordum. Artık duygularımla baş etmeyi öğrendim. Kendime veya başka birine veya herhangi bir nesneye zarar vermeden bunu aşabiliyorum.’’

“Oyun oynarken kaybettiğimde sinirlenip üzülüyordum. Artık arkadaşlarımla oynarken keyif aldığım için kaybettiğimde üzülmüyorum.”

Çocuklarımız bu projeden çok memnun kaldılar ve artık arkadaşları gibi gördükleri formları doldurmaya devam etmek istediklerini söylediler. Halen devam ediyoruz. Okullar açılınca ‘‘Bilgi’nin Duygu Duvarı’’ projemizi farklı etkinlikler ile sürdüreceğiz. Mesleğimiz gereği yaptığımız her güzel şeyi proje olarak isimlendiriyoruz. Ve bu projeye çocuklarımızın verdiği puan 10 üzerinden 10.

Duygu Duvarı, hem bizim hem çocuklarımızın deneyim heybesine çok güzel katkılar sağladı. Çocuklarımızın kendi duygularını tanıyabilmesi, tanımlayabilmesi ve karşısındaki kişinin duygularına karşı duyarlılığının artması, yani empati duygusunun geliştirilmesi adına muazzam bir uygulama oldu. Stresli, asabi, kaygılı, sinirli vb. olumsuz duygular ile nasıl baş edebileceklerini öğrendiler. Çocuklarımız ifade özgüveni kazandı.

Bizi böyle harika bir çalışmaya dâhil ettiği edenÖğretmen Ağı ve tüm kısıtlı imkânlarımıza rağmen azimle formları doldurup, deneyimlerini bizimle paylaşan öğrencilerimiz; iyi ki varsınız. İyi ki öğretmeniz ve iyi ki aynı hayallere ortak olduğumuz bu Ağ’ın içinde hep beraberiz.


Aysel İnce Hakkında

İlköğretim Matematik Öğretmeni 1994 yılında Adana’da doğdu. İlk öğretimini ve orta öğretimini Adana’da tamamladı. Çocukluğundan beri öğretmen olma hayali vardı. Öğretmenlik o an ne olmak istiyorsa olabildiği her şeydi. Bazen bir anne, bir aşçı, bir mimar, bir mühendis, bir tasarımcı, bir organizatör, bir doktor, bir yönetmen, bir bilişimci, ne kadar kötü sesi olsa da bir müzisyen, ne kadar çirkin çizse de bir ressam, bir oyuncu… Antalya Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü’nden 2016 yılında mezun oldu. Aynı yıl içerisinde Van’ın Bilgi Köyüne atandı ve çeşitli projelerin koordinatörlüğünü yaptı. Eğitim ile ilgili çeşitli sertifika programları ve kurslara katılmasının yanı sıra iki yıldır “Bilim Seferberliği Öğretmeni” olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Şerife Kiremitçi Hakkında

Bilişim Teknolojileri Öğretmeni. 1990 yılında Amasya’da doğdu. İlkokul ve ortaokulu burada tamamladı. O zamanlar teknolojinin kısıtlı olduğu dönemlerdi, bulduğu her teknolojik aletin nasıl çalıştığını merak edip içini açtı, tamir etmeyi, elektronik malzemelerden yeni şeyler üretmek teknolojiye yönlenmesini ve lise öğrenimini İlduş Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Bilgisayar Bölümü’nde okumaya itti. Staj eğitimini Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hastanesi’nin istatistik bölümünde tamamladı. Üniversite öğrenimini Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri bölümünü 2014 yılında tamamladı.

Unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı sanatlarından Filografi ve 100 yaşını aşmış eserleri tekrar hayata kazandırma kurslarına katıldı. 2019 yılında Van/Çatak Bilgi Ortaokulu’na öğretmen olarak atandı. Öğretmen denildiğine bakmayın yeri geldiğinde tamirci, yeri geldiğinde boyacı, hademe, temizlikçi oldu çünkü iyi biliyordu ki öğretmen demek dokunduğun her şeyi güzelleştirmek, geçtiği her yere imzasını atmaktı. Öyle de yaptı.


Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.