Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Fotoğraf: Alina Grubnyak, Unsplash

‘Adhokrasi’: Öğretmenler Adına Değil, Öğretmenlerle Birlikte Bir Ağ Olmak

Yazar: Kenan Çayır

Adhokrasi sanırım birçoğumuz için pek alışıldık bir kavram değil. Öğretmen Ağı’nın işleyişini anlamamız açısından kilit kavramlardan biri ama. Bu yazıda kavramı ve Ağ’ın işleyişi açısından önemini kısaca anlatmaya çalışacağım.

Adhokrasi bize yabancı gelebilir, ama bürokrasi desem, çoğumuzun zihninde birçok şey canlanır. Bu canlananlar da pek olumlu olmaz sanırım. Gündelik dilde sıkça kullandığımız ‘bürokrasiye takılmak’ bunun bir örneği. Aslında iki kavram da organizasyon ve örgütlenme kültürü ile ilgili.

Bürokrasi üzerine ilk yazan düşünürlerden Max Weber; devlet, okul, hastane, üniversite gibi modern kurumların işleyişi için bürokrasinin kaçınılmaz olduğunu söylüyordu. Zira bu büyük kurumlar ancak resmi görevlilerin, tanımlanmış kurallara ve rollere bağlı olarak belirli bir hiyerarşi içinde çalışmasıyla etkin bir şekilde işleyebilirdi. Bu anlamda bürokrasi devlet görevlilerinin, memurların yönetimi olarak da tanımlanır. Bu yönetim, örneğin bir üniversitenin rektör-rektör yardımcısı-dekan-bölüm başkanları-öğretim üyeleri zincirinde olduğu gibi hiyerarşi içerisindedir. Her pozisyonun rolü ve sınırları yazılı olarak belirlenmiştir.

İlk bakışta etkin ve akılcı görünen bu işleyiş, Weber’in de dile getirdiği gibi temel bir irrasyonellik barındırır. Her şey yazılı olarak bu kadar belirli ise, insan bürokrasilerde aklını, yaratıcılığını nasıl kullanabilir? Hatta ‘bürokrasiye takılma’ sözü, memurların inisiyatif al(a)mamasının sonucudur. Aslında bir memur bu işleyişe göre rolünün dışına çıkmamalı, yazılı kural ne ise onu takip etmelidir. Tamam, ama hayatın gerektirdiği esnekliğe, farklı durumlara ve koşullara nasıl cevap verebilir bürokrasi? Çoğu kez cevap veremez. Ama bugün hala birçok kurumun yönetim modeli ve işleyişi olduğuna göre kolay da vazgeçemeyiz ondan.

Adhokrasi ise sürekli ve tanımlı görevler yerine, belirli bir amaç doğrultusunda bir araya gelen, dağılan, sonra başka bireylerle tekrar bir araya gelen gruplardan oluşan işleyişi anlatmak için kullanılır.

Kavramın kökenindeki “Ad hoc” Latince ‘amaca özel’ gibi bir anlama sahiptir. Adhokratik işleyiş, bürokrasiden farklı olarak daha yatay ilişkilerle bir araya gelen ve esnek çalışan grupları içerir. Uzmanlara göre adhokrasi, eğitimli ve motivasyonu yüksek gruplara uygundur.

Öğretmen Ağı’nın ismini alması ve işleyiş prensiplerinin belirlenmesi öğretmenlerden ve paydaşlardan oluşan bir grupla bir yıllık bir zaman içinde şekillendi. Bu süreçte yapılan tartışmalarda, Ağ’ın etkin işlemesi için illerde ‘SAKE’ olarak adlandırılan Saha Koordinasyon Ekipleri kurulması önerisi de geldi. Ancak kısa bir süre sonra bunun bizleri katı bürokratik bir yapıya büründürebileceği riski fark edildi. Ağ çok daha esnek, yaratıcı ve bu yazıda anlatmaya çalıştığım adhokratik bir yapıda olmalıydı.

Nitekim üç yıl içinde gelinen noktada Öğretmen Ağı’nın öğretmenler ve paydaşlar arasında olabildiğince adhokratik bir kültürü yerleştirmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Ağ’da tam zamanlı ama görev paylaşımı açısından esnek ufak bir ekip (Kolaylaştırıcı Ekip) işleyişi kolaylaştırıyor. Kolaylaştırıcı Ekip, Ağ’ın genelini ilgilendiren etkinliklerde gönüllü öğretmenleri ufak gruplarda çalışmaya çağırıyor. Yaz Buluşmalarının içeriğini tasarlamak için bir araya gelen gruplar buna örnek. Ağ’ın çevrimiçi tema gruplarının işleyişi de adhokrasinin başka bir örneği. 15 kişilik bir Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik grubu ‘Pandemi sürecinde öğretmenler için neler yapılabilir?’ sorusuna kafa yoruyor. Türkiye’nin değişik yerlerinde ve farklı kademelerde çalışan Değişim Elçisi öğretmenler 10–15 kişilik ‘ad hoc’ gruplarda Ekoloji ya da Dijital Öğrenme başlığı altında bir araya gelmiş durumda. Farklı illerde bulunan öğretmenlerin oluşturduğu İl Değişim Elçisi grupları da yatay ve amaç temelli olarak bir araya gelmeyi sürdürüyor. Yaratıcı Problem Çözme Programı’nı (YPÇ) tamamlayıp Ağ’da Değişim Elçisi olan öğretmenler de, YPÇ topluluğunda bir araya geliyor. Tüm bu bir araya gelme süreçleri, bize eğitimin kitleselleştiği bir ortamda zanaatkârane bir üretim imkânı veriyor. Yani hiçbir grupta çözümü peşinen bilmiyoruz, ama buna kafa yoran, motivasyonu yüksek öğretmenlerle/paydaşlarla birlikte düşünüyor, nitelikli eğitime katkıda bulunacak çalışmaları bu bağlamda tasarlamaya çalışıyoruz.

Ağ’ın temel prensibi tüm etkinliklerin ‘öğretmenler adına’ değil, ‘öğretmenlerle birlikte’ ve ‘öğretmenler tarafından’ yapılması; öğretmenlerin kendi ihtiyaçlarını belirleyip Ağı paydaşlarla birlikte örmesi. Bu da ancak esnek ve yatay bir yapılanmayla mümkün. Bürokratik kurumlarda çalıştığımız ve doğal olarak çoğu zaman bürokratik (hiyerarşik, önceden belirlenmiş, sınırlı vs.) düşündüğümüz için adhokratik işleyişi anlamamız bazen zor olabiliyor. Ama biz Öğretmen Ağı olarak, yine de yatay ve esnek ilişkilerin eğitimin ihtiyaçlarına cevap üretebilecek bir yapı olduğunu düşünüyoruz. Bunun için adhokrasi kavramını da sözlüğümüze katıyoruz. 😊


Prof. Kenan Çayır Hakkında

Kenan Çayır İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi ve Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürüdür. Çayır, Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. Doktora derecesini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden aldı. İngiltere’de Leeds Üniversitesi Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Merkezi’nde ve Almanya’da Georg-Eckert Uluslararası Ders Kitapları Enstitüsü’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. Avrupa Konseyi ve EIP Sloveyna’nın ortaklaşa düzenledikleri insan hakları eğitimi seminerlerine ve Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü’nün eğitici eğitimi seminerlerine katıldı; bu alanda sertifikalar aldı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Eğitim Reformu Girişimi’nin birlikte düzenledikleri “Düşünme gücü” adlı öğretmen eğitimi projesinde uzman eğitici olarak çalıştı. Ders kitapları, yurttaşlık, insan hakları eğitimi üzerine çalışmakta, Öğretmen Ağı’na içerik danışmanlığı yapmaktadır. Çalışmalarından bazıları şöyledir: “Biz” Kimiz? Ders Kitaplarında Kimlik, Yurttaşlık, Haklar (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2014); Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, M. A. Ceyhan ile birlikte der.); Ayrımcılık: Örnek Ders Uygulamaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2012, A. Alan ile birlikte der.); Eğitim, Çatışma ve Toplumsal Barış: Türkiye’den ve Dünyadan Örnekler (İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları, 2010).


Öğretmen Ağı; öğretmenlerin, meslektaşları ve farklı disiplinlerden kişi ve kurumlarla bir araya gelerek güçlendiği bir paylaşım ve işbirliği ağıdır. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.