Türkiye’de okullar eylül ayında açılacak. Uzaktan eğitimden okula dönüş, eğitimin paydaşlarını ve eğitim politikalarını nasıl etkileyecek? Telafi eğitimleri, hijyen, izleme ve psikodestek çalışmaları, öğretmenlerin desteklenmesi… Okulların yeniden açılmasına yönelik planlamalar ve sahadan örneklerle eğitimin arka planında neler oluyor?
Eğitimde Normalleşme Süreci Nasıl Olmalı?
Nisanda Grönland, mayısta ise İzlanda, Norveç, Avusturya ve Fransa’da okullar açıldı. Bazı ülkelerde okulların açılmaya başlaması, Türkiye’nin okula dönüşe ne kadar hazır olduğuna dair tartışmaları hızlandırdı. Dünyada daha önce gerçekleşen salgınlarda ülkelerin en zorlandığı ve hazırlıksız olduğu aşamanın okulların yeniden açılması olması, tartışmalara ek olarak, çeşitli ülkelerin bu süreçteki deneyimlerinin önemli bir öğrenme fırsatı olduğunu gösteriyor.
Bu bağlamda UNESCO Uluslararası Eğitim Planlama Enstitüsü, karar vericilere yönelik önerilerini Okulların Yeniden Açılması için Planlama yayını ile paylaştı. Yayında öneriler planlama, iletişim, danışma ve koordinasyon ile izleme ve değerlendirme başlıkları altında yer alıyor. Uzaktan eğitim sürecinden en çok etkilenen bölgelerin ve grupların önceliklendirilmesi öneriliyor.
Okullarda Hijyen Koşulları Nasıl Sağlanmalı?
ERG ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) işbirliğinde yayımlanan Çocukların Gözünden Okulda Yaşam araştırması bulgularına göre okullarda hijyen, genel bir sorun. Salgın ile birlikte bu sorun daha da görünür hale geldi. Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Klinik Eğitim Süpervizörü Ebru Dönmez, okul sağlığının sürdürülebilirliği için öğretmenlerin önemine dikkat çekiyor. Öğretmenlerin, yalnızca çevre, okul ve sınıf temizliğinin kontrolünden değil, aynı zamanda uygulamasından da sorumlu olduğunu ve akut durumlarda müdahale edebilecek düzeyde bilgi sahibi olması gerektiğini vurguluyor.
Okula Dönüş Sürecinde Öğretmenlerin Rolü Nedir?
Örgün eğitime ara verilip uzaktan eğitime geçilmesi, öğretmenlerin eğitim sistemindeki dönüştürücü gücünü bir kez daha ortaya çıktı. Bu süreçte Türkiye’deki 1 milyon öğretmen, değişen koşullara hızlıca uyum sağlamaya, öğrencileri ve velileri de bu süreçte desteklemeye çalıştı. Okula dönüş sürecinde de öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin rolü önemli. Öğretmenlerden, öğrenme ortamlarının güvenli olması, telafi eğitimi sürecinin tüm öğrencileri kapsaması, risk altındaki öğrencilere yönelik destek mekanizmalarının oluşturulması, psikososyal destek programlarının hayata geçirilmesi gibi çok sayıda çalışmayı yürütmeleri bekleniyor. Politika yapıcılar tarafından da öğretmenlerin okula dönüş sürecindeki psikolojik ve sosyal-duygusal iyi olma haline önem verilmesi, öğretmenlerin yeni çalışma koşullarına uyum sağlayabilmeleri için desteklenmesi, çalışma koşullarının olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesi gibi durumların önceliklendirilmesi gerekiyor. ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık’ın, okula dönüş değerlendirmesini ERG Blog’da okuyabilirsiniz.
‘‘Biri bana öğretecekse, benim yerime yapacaksa kalıcı olmaz. Ben nasıl yapabilirim onu görmeliyim.”
Öğretmenlerin okula dönüşteki rolü, öğretmenin özne olma haline dair tartışmaları da yeniden gündeme getiriyor. Öğretmenlerin, özellikle toplumsal meseleler bağlamında dönüştürücü birer özne olmalarının gerekliliğine işaret ediliyor. Tam da bu yüzden, öğretmenin özne olma halinin dinamiklerini ve buna alan açan faktörleri anlamak önem kazanıyor. Çünkü, öğretmenin etkin bir özne olması eğitim pratikleriyle doğrudan ilintili. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (SEÇBİR) Müge Ayan’ın hazırladığı “Burası Tamamen Bizim” başlıklı rapor, öğretmenin inisiyatif almasıyla kazandığı değiştirme gücünün, eğitim sisteminde etkin bir özne olarak konumlanmasına katkı sunduğunu gösteriyor. Mesleki dayanışma toplulukları aracılığıyla öğretmenin özne olma haline dair kapsamlı bir tartışma sunan raporu okumak için tıklayın.
Öğretmenin iyi olma hali, öğretmen liderliği, öğretmenlikte teknoloji ve öğretmen işbirliği konularını ele alan bir başka önemli çalışma da dünyanın dört bir yanından 100.000’den fazla öğretmenin katılımıyla 30 Mayıs’ta gerçekleşen T4 Konferansı idi. “Yeni normal”de eğitimin nasıl olacağının konuşulduğu konferansta, öğretmenlerin salgın deneyimlerinin eğitimin geleceğini nasıl şekillendireceği tartışıldı. Konferans yayının tekrarlarını buradan izleyebilirsiniz.
Sivil Toplum Neler Yapıyor?
Hümanist Büro, çocukları ilgilendiren sayısal verileri, istatistikleri web sayfasında derledi. Ulaşmak için tıklayın.
Hayata Destek Derneği, salgınla mücadelede sivil dayanışmanın önemine vurgu yapan, “Asla yalnız çalışmayacaksın (You will never work alone)” başlıklı bir video yayınladı. Videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Play Toyi, 28 Mayıs Dünya Oyun Günü’nde 68 Oyun Savunucusu’yla bir araya gelerek Doğa ve Oyun, Hareket ve Oyun, STEAM ve Oyun ve Serbest konularını tartışmaya açtı ve Oyuntay Raporu’nu yayımladı. Detaylar için tıklayın.
Sosyal Duygusal Öğrenme Akademisi, hem uzaktan öğrenme hem de okula dönüş sürecinde okulları, öğretmenleri ve öğrencileri sosyal duygusal öğrenme çerçevesinden destekleyebilmek için bir kitapçık yayımladı. Detaylar için tıklayın.