Hayatın her alanında, kronikleşen problemlerle karşı karşıyayız. Artan nüfus, azalan kaynaklar, yıpranan ve isyan eden çevre, teknolojinin getirdiği değişimler ve bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanan eğitim sistemi… Her gün, her an, gazete sayfalarında, sosyal medya iletilerinde karşımıza çıkan bu problemleri, daha önce hiç olmadığı kadar çok konuşuyor; olası çözümleri uzun uzadıya tartışıyoruz. Ancak, tüm bireysel ve toplumsal çabalarımıza karşın, beklediğimiz olumlu değişimleri görmekte zorlanıyoruz. İçinde yaşadığımız dünya bizi, problemleri farklı yöntemlerle çözmeye itiyor. Yani, yeni dünya sorunları eski yöntemlerle çözülmüyor; bu çağın insanları olarak daha sürdürülebilir, uygulanabilir ve yaratıcı çözümlere ihtiyaç duyuyoruz.

Peki, yaratıcı çözümler nereden geliyor?

Yaratıcılık denildiğinde birçoğumuzun aklına sadece yetenekli sanatçılar ya da icat çıkaran mucitler gelebilir. Eğer sanatçı ya da mucit değilsek yaratıcı da değiliz diye düşünüyor; yaratıcılığın şanslı azınlıklara veya mesleklere mahsus bir meziyet olduğuna inanıyor olabiliriz. Kim bilir, belki de bu anlayış, çocukluk yıllarımızda yaptığımız resmi beğenmeyerek bizi yaratıcı olmadığımıza inandıran ve geç olmadan başka yönlerimizi geliştirmemizi öğütleyen yetişkinlerden gelen bir kültürüdür. Esasında yaratıcılık, tüm insanlarla paylaştığımız ortak bir güçtür ve insanlığın gelişerek bugünlere gelmesini sağlayan ana sebeplerinden biridir. İster çocukluk ister yetişkinlik çağlarında olsun, çözülmesi zor görünen sayısız sorunla karşılaşıyoruz. Bu sorunlarla ancak içimizdeki yaratıcı gücü ortaya çıkardığımızda başa çıkabilir; her gün karşılaştığımız problemlere yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşarak engelleri fırsatlara dönüştürebiliriz.

Karşılaştığımız problemlere yaratıcı çözümler üretmenin pek çok yolu var. Bunlardan bir tanesi, dünyada en etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilen ve hızla yaygınlaşan Tasarım Odaklı Düşünmemetodolojisidir. Öncelikli olarak bireylerin içindeki yaratıcı özgüveni arttırmayı ve problemlere bakış açısını değiştirmeyi hedefleyen metodoloji, problemlere bir tasarımcı gibi yaklaşmayı sağlar. Bir tasarımcı, karşılaştığı problemi çözmeye girişmeden önce bildiği ne varsa unutur, her gün baktığı yerde başka şeyler arar. Hata yapmaktan korkmaz, geliştirdiği çözümleri test eder. Tasarım sürecinde yalnız hareket etmez, problem kimi ilgilendiriyorsa, onları da çözüm sürecine dahil eder. Odağına kendi hayallerini değil, insanı alır. Böylece aklındakileri dayatmaz, insanları anlamaya ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışır.

Kolay uygulanabilir, tekrar edilebilir ve hayatın her alanına taşınabilir olması sayesinde tüm dünyada hızla yaygınlaşan tasarım odaklı düşünme metodolojisi, öğretmenlerin her gün karşılaştıkları problemlere çözüm üretmesi yönünde pek çok imkan sunuyor. 2017 yılında Öğretmen Ağı’na dahil olan öğretmenlerle uyguladığımız tasarım odaklı düşünme metodolojisiyle, ilham veren sonuçlara ulaştık. Bu çalışmalardan edindiğimiz öğrenimlerle, 2018 yılında eğitim ile ilişkilendirilmiş, sınıfa daha rahat aktarılabilecek şekilde öğretmenlerin geri bildirimleriyle birlikte, metodolojinin “öğretmence”sini tasarlayarak Öğretmen Ağı Yaratıcı Problem Çözme Programı’nı geliştirdik. 2018’de 3 farklı şehirde uygulanan Program, 2019 yılında hem programın içeriğinin geliştirilmesinde hem de uygulanmasında öğretmenlerin yürütücülük yapacağı şekilde yeni bir modele evrildi. Böylece, programın sürdürülebilirliği, deneyimli öğretmenlerle sağlanacak.

Yeni bir bakış açısı: Yaratıcı Problem Çözme Programı

Eğitim ortamlarında pek çok zorluk olduğu muhakkak. Bu zorluklar, öğrenim deneyimlerinin tasarımı ve geliştirilmesinden (sınavlar, ödevler, sınıf içi etkinlikler vb.), öğrenim ortamlarına (sınıf yönetimi, sınıf dışındaki ortak alanların kullanımı, veli toplantıları vb.) ve hatta okul süreçlerine (öğrenci ilişkileri, mezuniyet sonrası ilişki yönetimi vb.) değinen geniş bir yelpazede yer alıyor. Yaratıcı Problem Çözme Programı bu zorluklarla karşılaşan öğretmenlere, problemlerini çözmeleri için bir araç sunuyor.

4 hafta sürecek program boyunca, metodolojinin adımlarını; teorik bilgiler ile pratik uygulamaların yer alacağı atölye ve gruplar halinde gerçekleştirilecek olan saha çalışmaları ile hep birlikte öğreneceğiz. Programın sonunda herkesin, odaklanacağımız probleme dair somut, faydalı ve yenilikçi fikirler üretmesini; hem hayata hem de okullara taşıyabileceği yeni bir düşünme yöntemi ile ayrılmasını hedefliyoruz. Başka bir deyişle; metodolojiyi sizinle birlikte okulunuza, sınıfınıza götürebileceğiniz bir alet çantası olarak görebilirsiniz.

Nasıl Dahil Olabilirim?

Yaratıcı Problem Çözme Programı’na katılmak için belirli zamanlarda yapılan açık çağrıları takip ederek başvuruda bulunabilirsiniz. Başvuru sırasında doldurulan form sonrasında; cinsiyet, branş, kıdem dengesi göz önünde bulundurularak katılımcı listesi oluşturulmaktadır. Başvuruları kaçırdıysanız veya şehrinizde program yürütülmüyorsa, önceki dönemlerde programı tamamlayan öğretmenlerin geliştirdiği çözümlere, www.ogretmenagi.orgadresindeki Çözüm Merkezi’nden ulaşabilir, çözümleri sınıflarınızda uygulayarak bizzat deneyimleyebilirsiniz. Aynı zamanda, Yaratıcı Problem Çözme Programı Facebook Grubu’na üye olarak, Öğretmen Ağı’nın yaratıcı topluluğuna dahil olabilir, programı yakından takip edebilirsiniz.

Problemlere olan duyarlılığınız, yaratıcı çözümlere inancınız ve değişime olan açıklığınızla Yaratıcı Problem Çözme Programı’nda tanışmak, beslenmek ve paylaşmak dileğiyle.