Sa, 04/22/2025 - 14:48 tarihinde melisa.soran@b… tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

İncel Kültürü Anlamak: Genç Erkekler Neden ve Nasıl Bu Kültüre Çekiliyor?” | SEÇBİR-Öğretmen Ağı Akademi Buluşmaları VIII

Beril Türkoğlu* ile buluşma üzerine

Yazar: Melisa Soran, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Merkezi (SEÇBİR)

SEÇBİR ve Öğretmen Ağı olarak günümüz sorunlarını ve bu sorunların eğitime olan yansımalarını disiplinlerarası bir bakış açısı ile ele aldığımız Akademi Buluşmaları’nın bu yılki beşinci buluşmasında 17 Nisan 2025, Perşembe günü Beril Türkoğlu ile bir araya geldik. İncel topluluklarının oluşum dinamiklerini, çevrimiçi radikalleşme süreçlerini, gençlerin neden bu kültüre çekildiklerini ve eğitimcilerin bu konuda nasıl önlemler geliştirebileceklerini ele aldık.

Bir kızı öldürmekle suçlanan 13 yaşındaki bir oğlan çocuğun hikâyesine odaklanan “Adolescence” (Ergenlik) dizisiyle gündeme oturan incel kültürünü anlamaya çalıştığımız konuşmaya Beril Hoca “incel” kavramını tanımlayarak başlıyor; “istemsiz bekarlık” olarak Türkçe’ye çevrilen bu kavramın “duygusal ilişkiye veya cinsel aktiviteye girmeye istekli olan, ancak buna girişkenlik gösteremediği için bundan mahrum kalan genç erkekler topluluğu”nu tanımlamak için kullanıldığını belirtiyor. Bu genç erkeklerin kendilerini anaakım, idealleştirilen erkekliğin dışında hissettiklerini ve bu dışlanmanın doğuştan gelen özelliklerinden, dış görünüşlerinden kaynaklandığını iddia ettiklerini söylüyor. Hak ettikleri cinsel yaşamın ideal erkekliğe arzu duyan kadınlar tarafından kendilerinden alındığına inanan bu erkekler, öfke ve şiddetlerini “mizojinist” (kadın düşmanı) bir yaklaşımla genç kadınlara yöneltiyorlar.

1997’de Kanada’da bir genç kızın kendi yalnızlığını anlattığı bir foruma erkeklerin dahil olması ve paylaşım yapmaya başlamalarıyla gündeme gelen incel kültürü tartışmaları, 2014’te Amerika’da bir üniversitede Elliot Rodger isimli bir gencin kadınların kaldığı yurdu silahla taradığı olayla alevleniyor. Olayın ardından aynı silahla kendini öldüren genç, arkasında 141 sayfalık bir manifesto bırakıyor. Bu manifestoda, ailesinden erkek arkadaşlarına ilgisiz bırakıldığını anlatıyor, erkeklik hakkından mahrum edildiğini belirterek kendine yüz vermeyen genç kadınları suçluyor ve hedef gösteriyor. Bu manifesto kendilerini “incel” olarak tanımlayan yaygın bir genç erkek topluluğu tarafından sahipleniliyor. Buradan hareketle, Beril Hoca “geniş kitlelerce paylaşılan, normatif olanı tarif eden ve başka gruplar ve kişiler üzerinde tahakküm yaratan sistemli bir düşünce yapısı” ile karşı karşıya olduğumuza dikkat çekiyor ve “incel ideolojisi” kavramsallaştırmasını kullanmayı öneriyor. İncel ideolojisinin yayılmasında “dijital erkek evreni”nin etkisine vurgu yapıyor, dijital ortamlarda kurulan incel gruplar sayesinde bu ideolojinin hızla yayıldığını söylüyor.

İncel ideolojisini anlamaya çalışırken erkekliğin “başkasının gözünde kendini oldurma, performatif bir varoluş hâli” olduğuna ve erkeklerin toplumsal statülerinin kırılganlığına işaret ediyor. Bu durumun kadınlık için ise geçerli olmadığını, kadınlığın “verili, biyolojik bir temele dayandırılarak değişme yetisi olmayan sabit bir hal” olarak tanımlandığını hatırlatıyor. Doktora tezi için yürüttüğü araştırma kapsamında “O günden sonra kendimi kadın/erkek hissetmedim” ifadesine yapılan yorumların iki cinsiyete göre nasıl değiştiğini örnekliyor. Erkekler için “işini kaybetmek, çocuklarına bakamamak, eşini mutlu edememek” gibi edimlere dayalı yorum yapılırken; kadınlar için “doğuramamak, rahmi ya da memesi alınmak” gibi biyolojik yeterliliklere göre yorum yapıldığını anlatıyor. Feminist mücadele ile birlikte kadınların özgürlük ve eşitlik taleplerinin, kadınlığın alışılagelmiş tanımlarını bozduğuna, erkekleri ise ayrıcalıklarından vazgeçmek zorunda bıraktığına işaret ediyor. Bu durumun özellikle genç erkekler arasında ayrıcalık kaybı endişesini ve tehdit algısını artırdığını söylüyor.

İktidarın dayattığı ideale erişme edimi olarak tanımladığı hegemonik erkekliğin, genç erkekleri yetersiz hissettirdiğini ve sıkıştırdığını belirtiyor. Bu gençlerin ihtiyaç duydukları sosyal ve ilişkisel kaynaklara ulaşamadıklarını, dijitalleşmeyle birlikte farklı alanlara yöneldiklerini, ebeveynleri ile bağlarının koptuğunu ve yan yana geldiklerinde birbirleriyle konuşacakları birşey bulamadıklarını anlatıyor. Gündelik yaşantıda ve dilde kendilerini ifade edemeyen bu gençler, incel ideolojisinin söylemleri, kavramları ve sembolleriyle iletişim kuruyor. Beril Hoca, bu gençlere ulaşmanın yolunun bu ideolojinin dilini çözmekten geçtiği notunu düşüyor.

Ait hissetmenin her birimiz için en temel ihtiyaçlardan biri olduğunu hatırlatarak kendi hayatından bir örnekle beş yaşındaki yeğeninin otomatik kapının kendisini görmesi için uğraşıp durduğunu, kapı açılınca “Kapı beni gördü.” diyerek nasıl da sevindiğini anlatıyor. İncel ideolojisine çekilen gençlerin erken yaşlardan itibaren anlaşılmaya ve kabul görmeye alan bulamadıklarına dikkatimizi çekiyor. Bu bağlamda, oğlan çocukları hegemonik erkekliğin dışında eylem ve davranışlar sergilediklerinde kabul ve takdir etmeyi; oğlan çocukların duygu konuşmalarına zemin yaratmayı önemli görüyor. Yetişkin erkekleri de kendi duygularını ve kırılganlıklarını görünür kılmaya davet ediyor. Kız çocukları ve kadınları güçlendiren politikalarla birlikte eleştirel erkeklik çalışmaları yürütmenin gerekliliğine vurgu yapıyor; bu çalışmalara özellikle “statülü erkekler”in öncülük etmesinin etkiyi artıracağını söylüyor.

SEÇBİR-Öğretmen Ağı Akademi Buluşmaları, akademide yürütülen çalışmaların ve üretilen bilgilerin öğretmenler başta olmak üzere eğitimle ilgilenen herkesle, öğretmenlerdeki deneyimin ise akademiyle paylaşılmasını amaçlamaktadır. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin farklı branşlardan eğitimcilerle bir araya gelmesiyle günümüzün sorunlarına disiplinlerarası bir bakış geliştirmeyi de hedeflemektedir. Çevrimiçi ortamda gerçekleşecek buluşma serisi öğretmenler, akademisyenler, sivil toplum çalışanları ve gönüllüleri başta olmak üzere eğitimle ilgilenen herkesin katılımına açıktır

*Doç. Dr., TED Üniversitesi Psikoloji Bölümü