Çar, 11/22/2023 - 14:01 tarihinde halukgoksel tarafından gönderildi

Yayın Tarihi

Eğitimde Sınırlarımızı Nasıl Koruyabiliriz?

Yazar: Berna Sanku

Bir öğretmenin üstün potansiyelli öğrencilerini tespit etmesi ve desteklemesinde etkin rol üstlenmesinin, kısacası “etkin bir öğretmen” olmasının, öğretmenlerin öğrencilerine sınır kavramını aşılayabilmesiyle yakından ilişkili olduğunu, 19 Kasım 2019 günü yaptığımız “Üstün Potansiyelli Öğrencileri Destekleme Yolları” başlıklı Karşılaşmalar etkinliğimizde daha iyi fark ettim. Sınır sözcüğü, Türk Dil Kurumu’nda, “bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç” olarak tanımlanıyor. Sınır, akıllara ilk olarak farklı olanı kısıtlamayı çağrıştırabilir. Ancak sınır oluşturmak, çocuğun bütünsel olarak gelişiminde oldukça belirleyici bir etken. Ben de bu yazımda, ‘sınır’ın önemi üzerinde durmak istiyorum. Sınır kavramını içselleştirmiş bir çocuk, bulunduğu ortamlara daha kolay uyum gösterebilir. Sorumluluk sahibi bir birey olarak karşı görüşte olduğu durumlarda dahi, başkalarının görüşlerini duyabilir. Daha da önemlisi, kendi çözümlerini kendisi oluşturabilir.

Sınıf ortamlarına uyum gösterebilmek, o ortamlarda kabul görmüş ve sınırlarımızı belirleyen kuralları anlayıp, bunları uygulayabilmekten geçer. Ancak, bazen öğretmenler farklı nedenlerden ötürü bu kuralları öğrencilere aktarmakta zorluk çekebilirler. En yaygın engeller çocuğun öfke nöbetleri ve yönerge alma sorunları olarak karşımıza çıkar. Öfke nöbetlerini aslında yaz yağmuruna benzetmek doğru olacaktır. Zira aniden gelirler ve hızla şiddetlenebilirler. Esasen öfke nöbetleri, çocukların ya fiziksel olarak zorlandıkları, ya da bilişsel becerilerine kıyasla çok zor veya çok kolay olan durumlarda ortaya çıkar.

Öfke nöbetleri ile nasıl başa çıkılır?

Öfke nöbetleri ile başa çıkabilmek için öncelikle bu nöbetleri başlatan sebepleri anlamak gerekmektedir. Ayrıca, bu nöbetler sırasında, öğretmenlerin tutarlı davranışlar sergilemeleri de önemlidir. Örneğin, öfke nöbeti sırasında öğrenci ile göz teması kurmamak, hatta aldırmıyor gibi görünmek, çocuk sakinleştiği andan itibaren ise derhal onunla ilgilenmek izlenebilecek yöntemlerden biri olabilir. Öğrenci ile güç savaşına girmeyi tercih eden öğretmenler, çoğunlukla yenilmiş hissedebilir. Çocuklara seçme şansı tanımak, onların kendi hayatlarını etkileyen konularda verilen kararlar katılımını sağlamak bu gibi çatışmaları azaltabilir. Çocuklara bilişsel gelişimleri ile paralel seçenekler sunmak ve onlardan bir seçim yapmalarını istemek demokratik bir ortam sağlayacağı gibi, aslında çocukları gerçekten onların becerilerini aşan bir karar verme sürecinin baskısını yaşatmaktan koruyacaktır. Unutmayalım ki, çocuklar da yetişkinler gibi seçimlerini kendileri yapmaktan ve kontrol duygusundan hoşlanırlar. Ancak öğretmenlerin karşılaştığı başka bir zorluk da, çocuklarının yönerge almamaları (alamamaları) olmaktadır. Bu gibi durumlar çocuk için, okulda olduğu kadar aile içinde de zorluk yaratır.

Çocuğun yönerge alması nasıl sağlanabilir?

Öncelikle, öğrencinin söylenenleri benimsemesi için kabul gördüğünden emin olması gerekir. Bunu sağlayabilmek için çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, planlı ve duyarlı programlar yapmak, gerektiğinde programda esneklik sağlamak yararlıdır. Öğretmenlerin sınıfın akışı sırasında evet derken önce (…) sonra (…) sistemini kullanabilmeleri esastır. Örneğin, “önce matematik sorularını tamamlayacağız, daha sonra bahçe saati yapacağız.” gibi.

Sınırlar nasıl belirlenebilir?

Öğrencinin öfkesini kaybetmesi sonucu ortaya çıkan davranışlara neden olan duyguları ve olay akışı, öğretmenler tarafından yargısız ve yorumsuz olarak dinlenmelidir. Bu davranışın bir sorun olup olmadığı demokratik bir süreç içerisinde konuşulmalıdır. Demokratik bir süreç oluşturmaktaki amaç, çocuğun kendi davranışının sonuçlarını fark edebilmesidir. Ancak yukarıda sözü edilen adımlar izlendikten sonra, öğretmen ve öğrenci konuşarak tüm tarafların bakış açısına saygı duyan bir çözüm yolu bulabilirler.

Övgü yerine cesaretlendirme / Ceza yerine sonuç yaşatma

Övgü veya ceza vermek, öğretmenlik yolculuğunda sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Oysa ki, bu gibi seçimler ne yazık ki çocuğun kendi davranışlarını içselleştirmeleri açısından pek de uzun ömürlü olmamaktadır. Araştırmalar bu tekniklerin kısa sürede etkili olduğunu, ancak kalıcı davranış değişikliklerine yol açamadıklarını göstermiştir.

Övgü yerine çocuğun yaşadığı süreç hakkında ona yorum vermek, nesnel gözlemleri onunla paylaşmak çocuğu benzer davranışları tekrarlamak yönünde cesaretlendirecektir. Ceza yerineyse, konu ile ilgili yaşanan zorluğu tamir edici doğal sonuç yaşatmak, çocuğun sorumluluk sahibi olmasına katkı sunabilir.

Evet, öğretmenlik mesleği ucu bucağı pek görünmeyen, hele de yaşam felsefesi olarak yapılıyorsa heyecan dolu yolculuk. Bu yolculuğun en önemli belirleyeni ise, değer ve beklentilerimizi oluşturmadan öğrencilerimizi tanıyıp anlamaktır.


Berna Sanku Hakkında

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oluşunun ardından Pedagojik Formasyon Programını bitirmiş, gerekli stajlarını da Robert Kolej Psikoloji bölümünde tamamlayarak öğretmenlik mesleğine adım atmıştır. Daha sonra, Kanada’da Fanshawe College Okul Öncesi Öğretmenliği diplomasına hak kazanmıştır. Ardından lisans derecesi ve okul öncesi öğretmenlik tecrübesinin kendisine verdiği imkanla University of Western Ontario’da Özel Eğitim Öğretmenliği , K-12 Sınıf Öğretmenliği ve Matematik öğretmenliği vasıflarını almıştır.

Berna, 2005 yılından beri Thames Valley District School Board’da çalışmaktadır. 2007 yılında ise Berna Teamwork Education Consultancy firmasını kurmuş ve öğrencilerine ve velilerine farkındalık kazandıran, düşünce yapılarını zenginleştiren, eğitimin değerine ve önemine inanmalarını sağlayan eğitim terapisi çalışmalarını halen aralıksız sürdürmektedir. Ayrıca, 12 yıldan fazla bir süredir Berna, eğitimciler ve veliler için olumlu disiplin yöntemleri, aile içinde etkili iletişim becerileri, okul ve evde farklılaştırma yöntemleri, ilk ve ortaokul öğrencilerine matematik öğretme yolları ve benzeri konularda seminerler düzenlemektedir.