Adhokrasi mi O da Ne ?

Yazar: Ceren Karabıyık

Böyle bir başlık seçtim çünkü bu kavramı ilk duyduğumda aklımdan geçen tam olarak buydu. Bu yaşıma kadar pek çok “rasi” ile biten kelimeye denk gelip bunu duymamış olmak belki de benim eksiğimdir diyerek kendimi sorgularken aslında çevremdeki pek çok kişinin bu kavramla Öğretmen Ağı ile tanışmış olması ilgimi çekmeye başladı.

Ağ ile buluşmam çok da eski değil. 2019’da Çocuk İşçiliği ile Mücadele kitapçığı tanıtımında Ağ’da olan ve üreten, bunu yaygınlaştıran, deneyim paylaşan öğretmenlerle sohbet etme imkanım oldu. Çalışma İstanbul’daydı ve ben Kocaeli’den “İstanbul’u bilmiyorsun nasıl yetişeceksin çalışmaya, keşke başvurmasaydın.” diye söylenerek gittim tüm yolu.

İlk kez, bir çalışmada kimseyi tanımıyor olmama rağmen yalnız hissetmedim kendimi. Düşüncelerimi, sorularımı ilk kez hiç çekinmeden dile getirebildim. Ara verdiğimizde ne bu Öğretmen Ağı diye sormaya başladım deneyimli öğretmenlere, söylenerek gittiğim o yolu büyük bir sevinç ve umutla geri döndüm sayelerinde. Hemen Ağ’a üye oldum, toplantılarına katılmaya başladım, uzun süre izledim olan biteni…

Adhokrasi neymiş, nasıl uygulanırmış, nasıl etkilere sahipmiş deneyimleme şansım oldu. İlgimi çeken bir çalışma olduğunda gönüllü olup üretmeye, üretilenleri okulumda uygulamaya başladım. Üretilenler kimsenin tekelinde değildi, herkese açıktı uygulamak. Bence adhokrasinin en güzel çıktılarından birisi bu. Fikri ortaya atan, alıp geliştiren, uygulayan, uygulamaya katkı sunan üç beş kişi değil kocaman bir öğretmen topluluğuydu aslında.

Bir ihtiyacın varsa ve o ihtiyaç doğrultusunda çalışmak istiyorsan bunu Ağ ile paylaşman yeterli oluyor. Bu konuda senin gibi ihtiyaçları olan kişiler bulunuyorsa hemen bir adhokratik grup kuruluveriyor kendiliğinden ve bu muhteşem bir şey. Henüz böyle bir grup içinde yer almadım ama grupların ortaya çıkardıkları çalışmaları yaygınlaştırmam, tanıtım toplantılarında heyecanlarını paylaşmam, çalışmaları hakkındaki önerilerimi rahatça dile getirebilmem bir anda o grubun bir parçası gibi hissetmemi sağlıyor.

Öğretmen Ağı’ndan aldığım cesaretle Adhokrasi uygulamalarını öğrencilerimle deneyimlemeye de başladım yavaş yavaş. Adhokrasiyi öğrenmek, özümsemek, uygulayabilmek uzun bir süreç ama imkansız değil bence. Belki de çalışmalara önce dilden başlamak gerekiyor bu dönüşümü sağlayabilmek için. Türk Dil Kurumu’nda tam karşılığını bulamadığımız bir kavramdan bahsediyoruz nihayetinde…